Hayal kurmak belki iyidir ama, çoğu hüsranla biter.
Hâlâ barış sürecinden bahsediyorlar!
Barış süreci mi kaldı ki? Ülkenin her tarafı yakılıp yıkılırken, onlarca insan vurulup ölürken barış mı olur?
PKK yandaşları “yaktı-yıktı-kırdı” geçti!
Bunların silah bırakıp, birer kuzuya döneceğini ummak herhalde (hadi budalalık demeyeyim) büyük saflık olur!
“Teröristle müzakere değil, mücadele olur” sözü her zaman, her ülkede geçerliliğini korumuştur!
Terörist kurt gibidir, postunu değiştirir, huyunu değiştirmez!
* * * *
Açılım denilen süreç, PKK’nın güçlenmesinden başka bir işe yaramadı ama yine de iktidar “Çözüm haritaları” çiziyor.
Son yol haritası şu 6 maddeden oluşuyormuş:
1) Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “İzleme ve Koordinasyon Kurulları” hayata geçirilecek.
2) Şubat ayında silah bırakılıp geri çekilme başlayacak.
3) Geri çekilmeye bağlı olarak PKK’nın bundan böyle Türkiye’ye karşı silah kullanmaktan vazgeçtiği açıklanacak.
4) Türkiye’ye Kandil’den geri dönüşler başlayacak.
5) Geri dönenlerin rehabilitasyon ve topluma kazandırılması sağlanacak.
6) PKK’lıların, tamamına değil ancak bazı isimlerine aktif siyaset yapma olanağı sağlanması yolunda yasal adımlar atılacak. (Bu madde ile herhalde terör örgütünün başı Apo’nun affı ve siyasete atılması kastediliyor. Toplum bunu nasıl karşılar, düşünülmüyor!)
* * * *
Evet, halkımız barış, sükûn ve huzur istiyor. Fakat huzur derken, her yanı yakıp yıkan terör çetesine teslim olmak da istemiyor!
Ülkenin en üst düzey yöneticileri, söylemleriyle, demeçleriyle, davranışlarıyla toplumdaki kutuplaşmayı artırdıkça, bu ülkeye sükûn gelir mi?
Millet tek yumruk gibi birlikte olursa ve ülke iyi yönetilirse terörün üstesinden gelinir!
Teröristlerin silah bırakacaklarını ummak büyük bir saflıktır.
Terörist silah bıraktığı vakit, kümesteki tavuk kadar çaresiz kalacağını bilir.
Uzun lâfın kısası: Balık kavağa çıkarsa, terörist de silah bırakır!
“Manidar bir zam!”
İktidar yargıda istediği sonuca ulaştı.
Pazar günü yapılan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimlerinden önce Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın bütün hâkim ve savcıların maaşlarına “zam” vaat etmesinin sonuçlarda etkili olduğu anlaşılıyor.
Böylece AKP yargıyı da büyük ölçüde ele geçirmiş bulunuyor.
* * * *
Yüksek yargı seçimi, iktidarın istediği biçimde bittiği için, 14 bine yakın hâkim ve savcının maaşlarına seyyanen 1150’şer lira zam yapılacak.
Günümüzün ağır şartlarında zam tabii ki bütün hâkim ve savcıların hakkıdır ama bu zammın böyle şaibeli bir şekilde olmaması gerekirdi!
Yanlış olan Adalet Bakanı’nın davranışıdır!
Peki, zamma ihtiyacı olan yalnız yargı mı?
Diğer kamu çalışanlarının ihtiyacı yok mu? Onlar üvey evlât mı?
* * * *
Aytun Çıray, CHP’nin en aktif milletvekillerinden biri… Olaya hemen el attı ve düzenleme Meclis’e geldiğinde, yargıya yapılacak zammın bütün kamu çalışanlarına yansıtılması için önerge vereceğini açıkladı. Çıray:
“Hâkim ve savcıların hak ettikleri maaşın altında çalışmalarını, bir milletvekili olarak ben de doğru bulmam. Ancak bu zamların Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından seçimlerden önce vaat edilmiş olması biraz manidardır. Zam bütün kamu personeline yapılmalıdır.” diyor.
Haklıdır! Âdil bir iktidar tüm çalışanlarını düşünmelidir ama bunu yapacağını sanmıyorum.
Olaylar, onların sadece kendilerini ve kendilerine yararlı olacakları düşündüğünü
gösteriyor!
Tebessüm
“Ehliyetinizi göreyim!”
Şık bir kadın, otomobilini park yerinden çıkarırken öndeki otomobile bindirir, geri alayım derken arkasındakine çarpar. Sonunda arabayı oradan kurtarıp caddeye saptığı anda geçen bir kamyonete yandan toslar!
Bunu gören trafik polisi koşarak gelir ve:
“Ehliyetinizi göreyim” der.
Kadın kızgın bir şekilde:
“Ayol” der “Sen deli misin? Sorduğun şeye bak! Bana kim ehliyet verir ki?”
Günün Sözü
Aptal insanlar makas gibi ustaca kullanılmalıdır!
SÖZCÜ