19 yıl önce kaybettiğimiz Aziz Nesin‘in “Bu milletin yüzde 60’ı aptaldır!” sözü çok ünlüdür.
Yazar, hakaret kabul edilen bu sözleri nedeniyle 1990’lı yılların başında yargılanmış ve beraat etmişti…
Sözü uzatmayayım. Toplumumuzun yüzde 60’ının aptal olduğu mahkeme kararı ile tescil edilince, malûm söz her vesileyle kullanılır oldu. Fakat…
Şimdi, bunun doğru olmadığını “Türk halkının yüzde 60’ının aptal değil, kurnaz olduğu”nu iddia eden bir bilim adamı ve yazar var: Dr. Erdal Atabek.
Atabek, “Psikosomatik hastalıklar” uzmanıdır. Psikolojik kökenli olan fiziksel hastalıklara verilen genel bir addır bu…
Kısa bir süre önce Cumhuriyet‘te yazdığı makalede diyor ki:
“İnsanımız hiç aptal değil, akıllı olmaktan çok kurnaz olmayı seçtiği için böyle oluyor!”
Erdal Atabek‘in, makalesinin bir bölümünü okuyalım:
* * *
“Toplum, okumuşuyla, okumamışıyla, zenginiyle, fakiriyle, ülkede olup bitenleri görmezden, duymazdan geliyorsa, o toplum ‘sürüleşmiş’ olmuyor mu? Oluyor! Neden?
Aptal olduğundan mı? Hayır! Hiç değil!
Ben Aziz Nesin‘e katılmıyorum. İnsanımız hiç aptal değil!
Sadece, bu olaylara karışıp da, başını derde sokmak istemediğinden, görmemiş, duymamış gibi yapıyor.
İnsanımız, akıllı olmaktan çok, kurnaz olmayı seçtiği için böyle oluyor!
Kurnaz, kendi çıkarını kısa vadeli düşünüp, uzun vadede kârlı çıkmayı hedefler.
Akıllı ise, çıkarını uzun vadede düşünüp kısa vadede risk alır.
Kurnaz, sorumluluğu başkasına yükleyip sonuçlarından yararlanmayı hedefler.
Akıllı, sorumluluğu alır, başkasının yararlanmasını doğal karşılar.
Onun için, akıllı insanlar uzun vadeli başarılar kazanırlar, sürü olmazlar, sürü yönetmeyi bilirler.
Kurnazlar, sürünün içinde görünmeden yürüyüp, kişisel çıkarlarını kollarlar!
Akıllı insanlar bilinç grubundadır.
Kurnazlar ise, içgüdü kümesinde yaşarlar.
Ne demişler?
“Her toplum, lâyık olduğu idareye kavuşur.”
En İyisi Ya Da Hiç
Önümde ilginç bir kitap var.
Adı “En İyisi Ya Da Hiç”
Yazarı: Latif Karaali…
Has Otomotiv Yönetim Kurulu ve TOSEV (Türkiye Otobüsçüler Sosyal ve Eğitim Dayanışma Vakfı) Başkanı…
Hatay doğumlu Latif Karaali‘nin mesleği yazarlık değil ama, birçok profesyonel yazardan daha akıcı, daha etkileyici, sürükleyici bir üslûba sahip…
Dünyanın ünlü markası Mercedes‘in Türkiye‘ye nasıl geldiğini, ne gibi güçlüklerin aşıldığını anlatıyor.
“Mercedes-Benz Türk A.Ş.” olarak devleşen sanayi kuruluşumuzun ders alınacak, çarpıcı hikâyesi bu…Karaali, Otomotivin Çılgın Türkleri‘nin öyküsünü, belgelerle, fotoğraflarla, ilginç olaylarla bir roman gibi hareketli, sürükleyici hale getirmeyi başarmış…
706 sayfalık dev eseri, özellikle otomotiv sektöründe çalışanlar ve bu sanayi dalına yakınlık duyanlar ilgiyle karşılayacaklar.
Latif Karaali‘nin, kitabın tüm gelirini, Türkiye Otobüsçüler Sosyal ve Dayanışma Vakfı TÖSEV’e bağışlaması ayrıca takdire değer.
Kıyamet neden kopacak?
Kıyamet neden kopacak?
“Dünyamızın geleceği” hiç de iyi olacağa benzemiyor!
Çünkü bütün ülkelerde zenginlerle fakirler arasındaki gelir uçurumu büyüyor… Zengin daha zengin, fakir daha fakir oluyor!
Merkezi İngiltere‘de olan Oxfam adlı yardım kuruluşu bir istatistik açıkladı…
Rakamlar çok çarpıcı…
Buna göre dünyanın en zengin 25 kişisinin serveti, dünyadaki yoksul 3,5 milyar insanın toplam servetinden fazla!
Oxfam‘ın Yönetim Kurulu Başkanı Winnie Byanyima “21’inci yüzyılda dünyanın nüfusunun yarısının, 3,5 milyar insanın, sayıları bir otobüse sığabilecek elit insandan daha az servete sahip olması çok şaşırtıcı!” diyor.
Tam bir gelir adaletsizliği… Günün birinde kıyamet bundan kopacak!
Tebessüm
Güzel, sarışın kız…
Temel İstanbul’da bir gece kulübüne gider. Yer, içer, eğlenir.
Tam kalkarken karşısına güzel, sarışın bir Rus kız oturur. Ona tatlı tatlı bakar. Ahbaplık kurmak isteyen Temel sorar:
“İngilizce bilir misun?”
“Biraz” der kız…
“Ne kadar?”
“100 dolar kadar…”
Günün Sözü
Hata yaptığında şu üç şeyi uygula: Kabul et, ders al, tekrar etme!