Rahmi Turan: Büyük hırsızlar!

Rahmi Turan-2013-1Günümüzde, bazı büyük rüşvetçilerin kurtarılması için gösterilen çabalar, bana 17’nci yüzyılın ünlü Portekizli yazarı ve hitabet sanatı ustası Antonio Vieira’yı hatırlattı.
1608-1697 yılları arasında yaşayan Vieria “History Of The Future ñ Geleceğin Tarihi” adlı büyük eserinde sıradan hırsızlarla, büyük hırsızları bakınız nasıl anlatıyor?
* * * *
“Hırsızlık, ahlâksız bir sanattır… Çalma sanatı…
Hırsız tanımına uygun olanlar ve onu hak edenler, ülkenin, eyalet yönetiminin ya da kentlerin başına getirilenlerdir.
Bu türler, insanları kurnazca veya zorla soyarlar, yağma ederler!
Sıradan hırsızlar bir kişiyi soyarken, bunlar tüm kentleri, krallıkları, memleketleri soyarlar.
Sıradan hırsızlar kendilerini tehlikeye atarak soyarlarken, bunlar hiçbir tehlikeden korkmazlar. Çünkü güç ellerindedir!
Sıradan hırsızlar, eğer yakalanırlarsa asılırlar, bunlar ise hem hırsızlık yaparlar, hem de asarlar!”
* * * *
Böyle söylüyor Portekizli ünlü filozof…
Yani, “Çalacaksanız büyük çalın, yaşarsınız… Küçük hırsız olursanız, ya hapse atılırsınız ya da asılırsınız.” diyor!
Tabii ki bunun, günümüz Türkiye’si ile bir ilgisi yok! Bizde böyle şeyler olur mu hiç?
Üstat, 17’nci yüzyıl Portekiz’i ile o dönemdeki sömürgesi Brezilya’yı anlatıyor!
Diktatörlerin sonu!
Dün bu sütunda, son yüzyılın en ünlü diktatörlerinden bahsederken, her birinin sonunun nasıl tecelli ettiğini belirtmemiştim.
Bazı okurlarım bunu sordu. Kısaca özetleyeyim:
* * * *
Hitler (Almanya diktatörü) İntihar etti.
Mussolini (İtalya diktatörü) Bacağından elektrik direğine sallandırıldı.
Çavuşesku (Romanya diktatörü) Kurşuna dizildi.
Ziya-ül-Hak (Pakistan diktatörü) Uçağı havada parçalandı.
Kaddafi (Libya diktatörü) Linç edildi.
Saddam (Irak diktatörü) Asılarak idam edildi.
* * * *
Tüm diktatörlerin sonu hemen hemen böyle…
Halklarını eziyor, insanlığı yok ediyor, sonra da belâlarını buluyorlar!
Diktatörlüğe özenenler, hiç mi tarihten ders almazlar?
“Yargılanacaklar!”
Sanat çevreleri ülkedeki rüşvet ve yolsuzluk olaylarına pek tepki göstermiyor ama, sesini yükselten yürekli sanatçılar da var… Bunlardan ikisi Salih Güney ve Selçuk Ural…
Bakınız ne diyorlar?
SALİH GÜNEY:
“Bütün dünyadan tepkiler aldığı halde, ‘dediğim dedik’ pozisyonuyla devam ediyorlar. Çünkü biliyor ki, kaybettiği takdirde yargılanacaklar. İktidarı kaybetmemek için her türlü yasayı çıkartıyorlar. Ama halkımızın, bunların karşısında olacağına inanıyorum!”
SELÇUK URAL:
“Diktatörlüğe doğru gidiyoruz. Bu olacak şey değil. Basına özgürlük olmayan hangi ülke bir yerlere gelmiştir? Basına uygulanan baskı bizi 50 yıl, 100 yıl geri götürür. Allah sonumuzu hayır etsin!”
Te­bes­süm
Seçmen asla inek değil!
Çayırda otlayan ineğe bir tavuk yaklaşmış;
“Sayın inek, size kârlı bir işbirliği önersem kabul eder misiniz.”
İnek, kârlı bir işbirliğini reddedecek kadar inek değilmiş…
“Buyurun, söyleyin.”
“Sucuklu yumurta yapıp satalım. Siz bana şu çayırda yer gösterin yeter… Ben orayı yumurtayla doldururum.”
İneğin aklı yatmış, ortaklık kurulmuş, tavuk yumurtaları doldurmuş… Ve bir gün, yanında eli bıçaklı bir adamla çıkagelmiş:
“Sayın inek! Yumurtalı sucuk yapmanın zamanı geldi. Lütfen kendinizi gönül ve vicdan rahatlığı içinde kasaba teslim ediniz.”
İnek ayılmış:
“Sayın tavuk, bu işbirliği, bu ortaklık bana pahalıya mal olacak galiba!”
Tavuk gülümsemiş:
“Biraz öyle sayın inek! Ama gayemiz insanlara bol ve lezzetli yumurtalı sucuk yedirmektir. Siz kendinizi kasaba teslim edin, gerisine karışmayın!”
…Ve inek, ne olduğunu pek anlamamış ama ineklik bu ya, uzatıvermiş boynunu kasabın bıçağına…
* * * *
Şimdi, 30 Mart’ta seçim olacak ya… Bizim seçmenin de inek olmasını ve kasabın bıçağına boynunu usulca uzatmasını bekleyenler var.
Ancak, bunlar hava alacaklar!
Çünkü bizim insanlarımız asla inek değildir ve öyle olamazlar!
Gü­nün Sö­zü
Korkunun ecele faydası yok! İnsan korksa da ölür, korkmasa da!

Hakaret-2014-1

Leave a Reply

Your email address will not be published.