Şimdi de “Çipli kimlik” kazığı çıktı.
Aralık ayından itibaren yeni kartlar millete dağıtılacak. Fakat bedava değil tabii… 5 liraya mal edilen bir kart, vatandaşa, üç mislinden fazla fiyatla 18 liraya verilecek.
“Millet nasıl olsa kazık yemeye alıştı. Buna da alışır” diye düşünülüyor.
Parasal kazık yetmiyormuş gibi, insanlarımız nüfus memurluklarının önünde yeni kimlik kartlarını almak için kuyruğa girecekler.
Aslında bu kartlar, insanlarımıza fayda yönünden eskilerinden farklı değil. Fakat devlete büyük kâr sağlıyor…
Yalnız devlet değil… “Çipli kimlik kartı” ihalelerini alan iktidar yandaşları da bundan büyük para kazanacaklar.
18 liradan 75 milyon kişiye dağıtılan Çipli Kart‘ların toplam fiyatı ne eder?
Tam 1 milyar 350 milyon Türk Lirası… Müthiş bir para!
* * * *
AKP iktidarı ülkede ne var ne yok, hepsini büyük bir hızla satıyor. Akla hayale gelmeyecek şeyler satılığa çıkarılıyor. Bu satılıp savılanlar aslında bu milletin, bu halkın malı…
Fakat insanlarımız maalesef uykuda… En ufak bir tepki dahi yok!
Peki, toplanan bu paralar nereye gidiyor?
İktidarın özel ve genel harcamalarına… Dev binalar, saraylar, köşkler, villalar yapılıyor, kişiye özel uçaklar, helikopterler, lüks araçlar satın alınıyor.
Toplanan bu büyük paralarla, aslında Türkiye’nin bütün iç ve dış borçlarının çoktan sıfırlanması gerekirdi.
Oysa onlar, başka şeyleri sıfırlıyor!
* * * *
Çipli Kimlik Kartı‘nın size sağlayacağı ekstra bir fayda yok, eskisi neyse, bu da o… Buna rağmen parayı bastırıp almak zorundasınız.
Eğer almazsanız yandınız!
Bankalarda, tapu müdürlüklerinde, gümrükte, adliyede, velhasıl bütün devlet dairelerinde hiçbir işleminizi yaptıramayacaksınız. Çipli Kimlik sayesinde iktidar, herkesin her adımını takip edebilecek!
Bu da geçtikten sonra kurtulduğunuzu sanmayın… Satıp yandaşlara para kazandıracak yeni yeni şeyler bulabilirler! Maksat cepler dolsun!
Toplumumuz nasıl olsa kuzu gibi… Ağzına vurup lokmasını alsanız bile sesini çıkarmaz!
Kılıçdaroğlu da “Beştepe” resepsiyonuna gitmiyor!
Dün “MHP lideri Devlet Bahçeli’yi kutluyorum” diye yazmıştım.
Neden?
Çünkü, Laik Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı olduğu anlaşılan “Beştepe” adı verilen ve “Ak Saray” denilen yerdeki “29 Ekim Resepsiyonu”na katılmayacağını açıklamıştı.
“Dilerim Kılıçdaroğlu da Devlet Bahçeli gibi duyarlı davranır” temennisinde bulunmuştum.
Bahsi geçen yerin adı aslında “Atatürk Orman Çiftliği”dir. Fakat Atatürk‘ün adı onları rahatsız ediyor!
* * * *
Bazı CHP‘li dostlar telefonla arayarak:
“Sayın Kılıçdaroğlu da Beştepe ya da Ak Saray denilen yerde verilecek resepsiyona katılmayacak. Genel Başkanımız ‘Cumhurbaşkanı ile olan ilişkilerimizi çok resmi bir tonda tutacağız. O özel bir davet. Özel davete gitmeyeceğiz’ diyor” diye bilgi verdiler.
Bu iyi ama… Devlet Bahçeli o resepsiyonu “Cumhuriyet ilkelerine hakaret olduğu için” protesto ediyor.
Kılıçdaroğlu ise “Özel davet” olduğu için gitmeyeceğini söylüyor.
Arada çok önemli fark var.
Kılıçdaroğlu‘nun “Laik Cumhuriyete ve Atatürk’e karşıt oldukları için o resepsiyona girmeyeceğim.” demesini gönlümüz arzu ederdi.
Tebessüm
“Aynaya gülerek bakın”
“Güzel yüzlü olmak bir kez şanslı olmaktır ama güler yüzlü olmak ikinci bir şanstır.” denir ve doğrudur.
Güler yüzlü olmak hayatta insana birçok kapıyı açar.
Güler yüzle karşılaşan insanın içi ferahlar, ruhu şenlenir.
İstatistikler, güler yüzlü kişilerin, çirkin bile olsalar, genellikle başarı kazandıklarını gösteriyor.
* * * *
Filozofların, bilge kişilerin bu konudaki düşünceleri (özetle) şöyledir:
“Dünya üzerinde neşe ve sevgi hüküm sürdüğü gün fenalık var olmayacaktır.
Eğer her yerde ve her durumda gönül rahatlığı içinde olmayı ve etrafa neşe saçmayı istiyorsanız yüzünüzden tebessüm eksik olmasın.
Hayat bir aynadır. Siz aynaya gülerek bakarsanız, o da size gülerek bakar. Siz ona somurtarak bakarsanız, o da size somurtarak bakacaktır, bunu unutmayın.”
Günün Sözü
Patavatsız, önem vermediği, dangalak ise aklı ermediği için insanları rahatsız eder.
SÖZCÜ