AKP Hükümeti, iki milyon Suriyeli’ye kucak açtı, sınırımızı geçip Türkiye’ye sığınmalarına izin verdi ama…
Soydaşlarımız olan Iraklı Türkmenler’e çok katı davranıyor, Türkiye’ye sığınmalarına izin vermeyerek onları kafa kesen terör örgütü IŞİD’in insafına terk ediyor.
Irak çöllerinde ve dağlarında yürek parçalayıcı bir dram yaşanıyor.
Yaklaşık 500 bin Türkmen, modern silahlarla donatılmış katiller sürüsü IŞİD ile mücadele etmeye çalışıyor.
Ellerindeki ilkel silahlarla ne kadar dayanabilirler Allah bilir!
* * * *
Irak’ta her grubun (Kürt’ün, Arap’ın Yezidi’nin) savunucusu var ama Türkmen’in sahibi yok!
Suriyeli sığınmacılara sınırlarımızı açıp onlar için 4.5 milyar lira harcarken insanlıktan bahseden Erdoğan ve Davutoğlu beyler nerede?
Türkmenler insan değil mi?
Araplar’a acıyan bizimkiler, Türkmenler’e neden acımıyor?
Evet, biz büyük devletiz ama Türkmen kardeşlerimize neden yardım eli uzatamıyoruz?
İyi ki büyük devletmişiz!
Ya küçük olsaydık, ne olurdu acep?
* * * *
Türkmen milletvekili Aydın Maruf uluslararası kuruluşlardan yardım alamadıklarını söyleyerek şöyle diyor:
“Telafer’den, Musul’dan 150 bin Türkmen göç etmek zorunda kaldı. Günde bazen 50 kişi ölüyor. Almanya, ABD, Avrupa, hepsi Yezidileri konuşuyor ama kimse Türkmenler’in adını anmıyor. Dünyada yapayalnız ve sahipsiziz!”
Kazanın suçlusu “SU”
Ermenek‘teki feci maden kazasının suçlusu biriken sular çıktı!
18 işçinin sulara gömüldüğü feci maden kazasıyla ilgili olarak düzenlenen ön rapor açıklandı.
Ermenek Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın açıkladığı raporda, maden ocağı yakınındaki eski imalat bölgesinde, yıllar içerisinde birikmiş olan suların zamanla basınç eşik değerini aşarak, zayıflayan topuktan çalışma alanlarına ani bir su baskınına sebep olduğu ve kazanın bundan kaynaklandığı ifade edildi.
Ayrıca, kusuru olabileceği düşünülen kişiler hakkında da adli kontrol kararı verildi.
Yani kısaca anlatmak gerekirse, kazanın asıl suçlusu “SU”…
* * * *
Bir fıkra vardı… O geldi aklıma!
Temel trafik kazası yapar. Yakalayıp mahkemeye çıkarırlar.
Yargılama kısa sürer. Hâkim, polislerin tuttuğu raporları okuyup, şahitleri dinledikten sonra kararını açıklar:
“Anlaşıldı, anlaşıldı… Kazanın sebebi alkol!”
Hâkimin bu sözlerini duyunca Temel çok sevinir:
“Hay ağzını öpeyim hâkim bey! Allah senden razı olsun! Yoksa herkes, kazayı benim yaptığımı sanacaktı!”
“Neler Gördük Biz”
İstanbul Gazeteciler Derneği Başkanı Engin Köklüçınar “Neler Gördük Biz?” adlı yeni kitabında, Babıâli’deki 52 yıllık serüvenini yazıya döküyor.
Düşündürücü, güldürücü, öğretici kitap keyifle okunuyor.
Köklüçınar kitabın 137’nci sayfasında “Yalan ve abartı hepimizin hayatında vardır. Kim ‘Ben yalan söylemiyorum’ derse yalandır. Fakat aşağıda rastladığım gibi bir yalana inanın hiç rastlamadım” diyor ve anlatıyor:
* * * *
“Bir Milletvekili, bir Bakan için soruşturma önergesi verir ve Bakanı büyük yolsuzlukla suçlayıp Yüce Divan’da yargılanmasını ister.
Suçlanan Bakan kendini savunmak için kürsüye çıkar:
“Değerli milletvekilleri,
Bu, onun benim hakkımdaki ilk suçlaması değildir. Bana kin duyuyor ve benden nefret ediyor!
Bunun sebebini biliyor musunuz? Çünkü iki yıl beraber olduğum, beraber yaşadığım bir kadınla daha sonra bu sayın milletvekili evlendi. Bu yüzden beni bir türlü hazmedemiyor, bana çamur atıyor.” der.
Bu sırada önergeyi veren milletvekili hızla ayağa kalkarak söz ister.
Başkan ve diğer üyeler tepki gösterip:
“Karınla ilgili meseleyi evinde hallet, Yüce Meclis’e taşıma” der gibi bu isteği sert bir şekilde reddederler.
* * * *
Oturum biter, dışarı çıkarlarken, aynı partiden bir milletvekili, soruşturmayı isteyen arkadaşına yaklaşıp:
“Yahu, her şey bu kadar aleyhine giderken söz istedin. Kürsüde ne söyleyecektin çok merak ettim.” deyince adam boynunu bükerek yanıt verir:
“Ben hayatımda hiç evlenmedim ki!” (Çatı Kitapları)
Günün Sözü
Talihsizlik insana gerçek dostlarını gösterir!
SÖZCÜ