Bizim Türkiye olarak Tunus seçimlerinden ders almamız gerekiyor.
Tunus’un sosyal yapısı Türkiye’ye çok benzer.
Seçimlerde laikler ve İslâmcılar mücadele eder.
Tunus’un sesi anlamına gelen Nida Partisi laikliği, iktidardaki Nahda Partisi de siyasal İslâmcı görüşü temsil eder.
Tunus, tüm Arap ülkeleri arasında tek laik ülkedir ve Atatürk sevgisi üst düzeydedir.
Bizdeki Atatürk düşmanlarını düşündükçe, Tunus halkının çağdaşlık özlemine hayran olmamak elde değil…
* * * *
Yıllar önce Tunus’a gittiğimde, Tunus’luların Türkiye’ye ve Türkler’e sevgi ve saygısını bizzat gördüm.
Bundan dört yıl kadar önce İslâmcı Nahda Partisi, sosyal demokratların ve milliyetçilerin desteğiyle iktidara gelmişti…
AKP, İslâmcı olduğu için bu partiye çok güveniyor, hararetle destekliyordu.
AKP kafasında olan laiklik karşıtı Nahda Partisi, devleti ve toplumu İslâmlaştırmaya çalıştı, bunun için her şeyi yaptı ama başaramadı!
* * * *
Tunus halkı sürü değildi, çağdaşlığı hedef alan bilinçli ve akıllı bir toplumdu.
Nitekim seçimde, daha önce oylarıyla getirdiği dinci Nahda’yı yine oylarıyla devirerek ona “Uğurlar olsun” dedi.
Birinci parti olan laik Nida Partisi 85, Nahda Partisi ise 69 sandalye kazandı.
Ortadoğu’da büyük hayallere kapılan fakat hep yanlış ata oynayan Erdoğan ve Davutoğlu, Mısır’dan sonra Tunus’tan da büyük bir ders almış oldu.
Tunus seçimleri, Erdoğan-Davutoğlu beyler için “Biz nerede yanlış yapıyoruz?” diye düşünme ve özeleştiri yapma vesilesi olmalıdır.
Ey Kadir İnanır sana kim inanır?
Bir Kadir İnanır vardı…
Aktördü… Filmlerde oynadığı “delikanlı, yiğit adam” rolleriyle halkın kahramanı haline gelmişti…
Şimdi o Kadir İnanır yok! Onun yerine “akil adam” geldi, Kürtçülüğe merak saldı, yaptığı röportajlarda bölücüleri savunur lâflar etti ve halkın gönlünden silindi!
Mesela neler dedi?
– “6-7 Ekim olaylarındaki maskeliler HDP’li (yani PKK taraftarı) değildi.”
– “HDP’nin sokak çağrılarını destekliyorum.”
– “Selahattin Demirtaş pırıl pırıl bir isim.”
– “HDP’ye saldırmak vicdansızlıktır!” Vesaire, vesaire…
Kadir Bey biraderimiz, önümüzdeki seçimde PKK yanlısı HDP’den milletvekili adayı olursa, hiç şaşırmamak gerekir.
Peki, vatandaş ne diyor?
Facebook’tan rastgele birkaç örnek aldım. Çirkin lâfları ayıkladım. Bakınız neler diyorlar?
* * * *
– Şahin Gençtürk: “Yazıklar olsun sana ve senin gibilere… Daha birkaç gün önce hamile eşinin yanında senin hemşerini şehit etiler. O şehidin aziz hatırası önünde sus da seni bir şey sansınlar. Yazıklar olsun senin gibi Ordu’luya!
– Hüseyin Bostan: “Milletin sana verdiği değerin içine ettin. Ekmeğini yediğin, suyunu içtiğin ülkene bunu mu yapacaktın?”
– Serpil Yörük: “Nefret ettim senden… Çok yanılttın beni… Yıllardır bütün filmlerini severek izlediğim için çok üzüntü duyuyorum. Meğerse filmleri izleyerek PKK’ya destek olmuşuz!”
– Bülent Sabancılar: “Sen karizmayı çizdirdin Kadir!“
– Aynur Ertekin: “Selahattin Demirtaş adını telaffuz etmek için sana ne vaat ettiler diye sormak gerek! Ey Kadir İnanır, sana kim inanır?”
Bağırarak saygı kazanılmaz!
Elbette ki, sigara içmek zararlıdır ve toplu yerlerde içilmemesi gerekir.
Ancak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, sigara içen gence “Terbiyesiz herif, hâlâ içmeye devam ediyor!” diye bağırması doğru mudur?
Erdoğan’ın bu yaklaşımı tartışmalıdır.
Bir insan suç işliyorsa, yasanın emrettiği cezayı çeker. Ancak o yurttaşa bağırmak, azarlamak, hakaret etmek olmaz!
Eğer saygıdan söz ediliyorsa, o saygı bağırarak, çağırarak kazanılmaz, saygının hak edilmesi gerekir!
Tayyip Bey’in kızdığı kafeye 6.000 lira gibi rekor bir ceza kesildi. Neden? Esenler Kaymakamı Yüksel Ünal üst sınırdan kesilen ceza için “Takdir hakkımı kullanım” diyor. Oysa amaç Tayyip Bey’e şirin görünmek! Kaymakam, aklı sıra bunu kamufle ediyor!
Günün Sözü
Ülkede, koyunlar feda edilmezse kurtlar nasıl doyar?
SÖZCÜ