Saygı Öztürk: Başbakanlık mahkemeden bile gizlemiş

Saygı ÖZTÜRK-1YAZARLAR-Ergenekon Soruşturması” aşamasında, Genelkurmay’dan irticai faaliyetlere karşı alınan önlemler konusunda belgeler istendi. Gönderilen belgelerin doğru olup olmadığı, farklı belgeler bulunup bulunmadığı konusunda kuşkuları olduğu için Başbakanlık’tan da bazı belgeler talep edildi.
Mahkemeye gönderilen belgeleri incelediğimizde, Başbakanlığın elinde bulunan bazı belgeleri cumhuriyet savcılığından gizlediği anlaşılıyor. Belgeler üzerinde inceleme yapmakla yetinmedim. Eski Cumhuriyet Savcısı CHP Milletvekili Ali Özgündüz de bu belgeleri inceledi ve Başbakanlık’ın belge gizlediğini belirtti.
AKP’li yıllar da var
Savcılık, ağırlıklı olarak irticai faaliyetlerle ilgili Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararları, buna bağlı olarak çıkarılan eylem planı ve genelgeler konusunda Genelkurmay Başkanlığı’ndan bilgi istedi.
Genelkurmay Başkanlığı “28 Şubat kararları” olarak bilinen “Rejim Aleyhtarı İrticai Faaliyetlere Karşı Alınması Gerekli Tedbirler”den başlayıp buna bağlı olarak, Başbakan Necmettin Erbakan‘ın bu konuda bakanlıklara, bakanlıkların teşkilatlarına yayınladıkları genelgeler sıralanıyor. Aynı listede, AKP’li yıllar da yer alıyor. İşte, AKP dönemindeki irticai faaliyetlerle mücadele konusundaki bazı kararlar:
– Milli Güvenlik Kurulu’nun 25 Ağustos 2004 tarih ve 481 Sayılı Kararı. (Türkiye’deki Nurculuk Faaliyetleri ve Fethullah Gülen’in Yurtiçi ve Yurtdışı Faaliyetlerine Karşı Eylem Planı Hazırlanması)
– Başbakanlığın 28 Ekim 2004 tarihli ek eylem planı. (Dini Motifli Terör Örgütleri ve Radikal Gruplara Yönelik Mücadele)
– Başbakanlığın 17 Mart 2005 tarihli ek eylem planı. (Yabancı Ülkelerdeki Türk Vatandaşları ile Diğer Müslümanlara Verilecek Din Eğitimi)
– Başbakanlığın 3 Kasım 2006 tarihli ek eylem planı. (Toplumsal Kaynaşmayı, Milli Birlik ve Beraberliğimizi Zedelemeye Yönelik Girişimlere Karşı Alınabilecek Tedbirler)
Aleviliğin örgütlerce kullanımı
– Başbakanlığın 8 Ağustos 2006 tarihli “BUTKK Çalışmaları” konulu yazısı. (Alevilik Akımlarının Terör Örgütlerince Kullanılmasının Önlenmesine Yönelik Tedbirler)
– Başbakanlığın 3 Kasım 2006 tarihli ek eylem planı. (Terör Saldırıları Sonrasında Avrupa’da Müslümanlara Yönelik Ayrımcı Uygulamalara Karşı Alınabilecek Tedbirler)
– Milli Güvenlik Kurulu’nun 21 Ağustos 2006 tarih ve 486 sayılı kararı.
– Başbakanlığın 19 Eylül 2006 tarihinde yayımlanan “İç Güvenlik Strateji Belgesi”.
– Başbakanlığın 15 Mayıs 2007 tarihli ek eylem planı. (Hizbullah Terör Örgütüne Yönelik Eylem Planı)
Sadece “kaldırdık” yazısı…
Savcı, Genelkurmay’ın yazısına güvenmemiş olacak ki, 25 Ocak 2011’de Başbakanlık Müsteşarlığı’na gönderdiği yazıda, Genelkurmay’dan gelen kararlar, direktifler ve yazılara ait belgelerin tarih, sayı ve konularını içeren listeyi de ekliyor.
Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürü imzasıyla savcılığa gönderilen yazıda, AKP döneminde irticai mücadele konusunda alınan hiçbir karardan söz edilmedi, 1997-2000 tarihlerinde alınan kararlar sıralanırken, AKP döneminde ise Başbakanlık Takip Kurulu’nun 14 Aralık 2010’da kaldırıldığı bilgisi çizelgede yer aldı. Açıkçası, AKP döneminde alınan kararların hepsi savcılıktan gizlenmiş. Belgeleri göndermeme gerekçesi olarak “Bu belgelerden Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre bu safhada gönderilebileceği değerlendirilenlerin bazılarının onaylı suretleri sunulmaktadır” denilmekle yetinildi.
Bu insanları kim savunacak?
CHP’li Ali Özgündüz, geçen pazartesi günü Silivri Cezaevi’nde bulunan 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ‘u ziyaret etti. Birlikte belgeleri inceledi. Özgündüz, SÖZCÜ’ye dün şunları söyledi:
“Başbakanlığın, mahkemeden açıkça bilgi-belge sakladığı anlaşıldı. Eğer, o belgeler mahkemeye ulaştırılmış olsaydı, belki İlker Başbuğ’un da aralarında bulunduğu davanın bazı sanıkları bugün cezaevinde olmayacaktı. Belgeler gönderilmemekle gerçeğin ortaya çıkarılması engellenmiş oldu. MGK kararlarının 2010 yılına kadar uygulandığı da belgelerle ortaya çıkıyor.”
Tutuklu olanların durumu her ay mahkeme tarafından değerlendiriliyor. Ancak, “Ergenekon” olarak bilinen davanın sanıklarına yerel mahkeme tarafından cezalar verildi. Dolayısıyla onlar “önhükümlü” oldukları için tutukluluk durumları ele alınmıyor. Yasaya göre, mahkemenin gerekçeli kararı 15 gün içinde yazıp Yargıtay’a göndermesi gerekiyor. 5 Ağustos’tan bu yana gerekçeli karar yazılmadı ve Yargıtay’a gönderilmedi. O yüzden, önhükümlüler Yargıtay’a da, haklarında karar veren mahkemeye de itiraz edilemiyor. Ortaya çıkan belgeler, bilgiler ışığında İlker Başbuğ ve diğer önhükümlülerin başvuracak bir makamı da yok. Peki onların mağduriyetlerini kim önleyecek?

SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.