Cumhuriyet Savcıları’nın emirlerini polis uygulamıyor. Çünkü uygulayanlar görevinden alınıyor.Mahkeme kararlarını polis yerine getirmiyor. Getirdiği zaman görevinden alınıyor. Cumhuriyet Savcısı ve mahkeme kararlarını yerine getirmediği zaman savcılıklar da emniyet mensupları hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Yani polis, amirleri ile savcılık arasına sıkışıp kalmış durumda. Emniyet’te her yıl “Şark-Garp” tayinleri yapılır. Türkiye iki hizmet bölgesine ayrılmış. “Şark hizmeti”ni yani Doğu hizmetini tamamlayan, garp yani Batı illerine, “Garp hizmeti”nde bulunanlar da, ağırlıklı olarak ikinci hizmet bölgesi olan Doğu illerine gönderilir. Daha önce Şark hizmetini tamamlamış olan emniyet mensupları, bu illerde açık olduğu için ikinci kez Doğu hizmetine gönderiliyor. Bunun için 15 bin polise tebligat yapılmış, bunlardan geçen yıl 2 bini gönderilmişti. Yıl içinde yapılan genel atamalar Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilir.
İllerde şube müdürlüklerine örneğin Mali Şube, Asayiş Şube ve diğerlerine atamalar il emniyet müdürünün önerisi, valinin onayı ile yapılır. Aynı şekilde il emrine verilen polis memurunun nerede çalıştırılacağına da valilik karar verir.
Emniyet’le oynamayın
Son dönemlerde “görevden almalar”, yerlerine yapılan atamalar tamamen il valilerinin onayı ile gerçekleştiriliyor. Bazı atamalarda il emniyet müdürünün bilgisi bile olmuyor. İşte bu durum da emniyette uygulanan yanlışlıklardan birisi. Emniyet müdürünün, kendi çalışma arkadaşlarını belirleme hakkı ortadan kaldırılıyor. Görevden almalar öyle bir yaygınlaştı ki, emniyet personelinin başları döndü. Bakıyorsunuz falanca şube müdürü görevden alınmış, aradan 24 saat geçmeden aynı şube müdürü yeniden ayrı göreve verilmiş. Ya da, birisini falanca şube müdürlüğüne atandığını öğreniyor, “hayırlı olsun”, “başarılar dilerim” demek için telefon ettiğinizde ya da ziyaretine gittiğinizde o kişinin yeniden görevden alındığını öğreniyorsunuz… Acemiliğe, Emniyet mensuplarıyla bu kadar oynamaya pes doğrusu… Bir teşkilat bu kadar sahipsiz olabilir… Emniyet, cemaate teslim edildiyse, edenler hakkında bir işlem yapılmayacak mı?
“İspiyon mekanizması”
Emniyet mensupları arasında birbirlerinin kuyularını kazacak kadar bir husumet yoktu. Ancak, şimdi herkes birbirinden çekiniyor, ihbar mekanizması alabildiğine çalışıyor. Böylece “Fethullahçı” diye görevden alınanların yanı sıra, cemaat bağı olmayanlar da bu ihbarlardan payını alıyor, onlar da“cemaatçi” damgası yiyor. Cevdet Saral’ın Ankara Emniyet Müdürlüğü döneminde “Fethullahçı Emniyetçiler Listesi” hazırlanmıştı. Cemaatçi olduğu çok iyi bilenen bazı isimler görevlerinin başında. Yani, görevden alınanların tamamına bu nedenle “cemaatçi” demek de tam anlamıyla gerçeği yansıtmıyor. O listelerde, ilk sırada yer alan bir ismin, bugün telefon dinlemelerinin başına en yetkili olarak atandığı da unutuluyor.
Soruşturma yapılmaz mı?
Emniyet’te “ispiyon mekanizması” alabildiğine hızlı çalışıyor. Devlete yıllarca hizmet vermiş isimler “aldım-verdim” deniliyor, bir o yana, bir bu yana savruluyor. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Bu görevlilerle ilgili haklarında iddia bulunanlar için yapılması gereken inceleme-soruşturma başlatılmasıydı. Bunlar yapılmıyor, kişiler, birilerinin sözleriyle suçlu olarak gösteriliyor. Emniyet’te bine yakın polis müfettişi bulunuyor. İddiaları bunların araştırması gerekirken bu da yapılmıyor. Sorgusuz-sualsiz görevden alınanlar, idare mahkemesine gidiyor. Oradan yürütmenin durdurulması ve göreve iade kararları çıkıyor. Bu duruma bazıları “Mahkemeler de onlardan” diyebilir. O zaman devlet elden gitmiş demektir.
Söz, siyasi partilerde
İktidarda olan siyasi partinin il ve ilçe başkanlarının emniyette atama ve yer değiştirmelerde öteden beri etkili olduğu bilinir. Ancak, hiçbir dönemde Emniyet, bir siyasi partiye bu kadar teslim edilmemişti.
AKP’nin il, ilçe başkanları Emniyet üzerinde alabildiğine etkili konuma getirildi. Hangi emniyet mensubunun hangi şube müdürlüğüne getirileceğine, hangi polis memurunun hangi birimde çalışacağına kadar her şeye karışıyorlar. İl, ilçe başkanları emniyet üzerinde sanki en yetkili isimler oldu. Onlar liste yapıyor, genel merkeze gönderiyor. Genel merkez, “cemaatçi” olduğu öne sürülenlerin listesini İçişleri Bakanlığı’na gönderiyor. Bu listelerin hazırlanmasında İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın Batman, Diyarbakır Valiliği döneminde birlikte çalıştığı bazı emniyet mensuplarının da etkili olduğunu ekleyelim. Sonra listeler, valiye gönderiliyor. Görevden alınanlar için “cemaatçi” deniliyor, göreve getirilenlerin de önemli bir kısmının yine “cemaatçi” olduğu öne sürülüyor… Peki, AKP yetkilileri Emniyet’i cemaate teslim ettiklerini yeni mi hatırladılar? Emniyet ne günlere kaldı…
Yazık ki ne yazık…
SÖZCÜ