Rüşvet, yolsuzluk, kara para, yargıya müdahale gibi konularda hemen her gün yeni ses kayıtları ortaya çıkıyor. Konuşmaların içeriği de birbirinden önemli… Dolarlar, avrolar, Türk liraları gırla gidiyor. Herhalde, rüşvet iddialarının bu kadar yaygın olduğu başka bir dönem görülmemiştir. Bakanlara ve çocuklarına rüşvet vermekle suçlanan, 74 gün cezaevinde kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Reza Zarrab’ın konuşmaları ise hep rüşvet üzerine…
Bir gazeteci arkadaşımla sohbet ederken, “Bunca konuşma ortaya dökülüyor. Peki bunlarla ilgili herhangi bir işlem yapacak kimse yok mu? Örneğin cumhuriyet savcıları niçin harekete geçmez? Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) kara para iddialarını niçin araştırmaz” diye sordu.
Kimse bir şey yapmıyor
Biz sanıyoruz ki bu konuşmalar üzerine cumhuriyet savcıları derhal harekete geçecek, doların, avronun, Türk Lirası’nın sıfırlanmasıyla ilgili hesap soracak. Yargıya nasıl müdahale edildiğine ilişkin konuşmalar üzerine yargının harekete geçeceğini sanıyoruz. Yok, yok hiç de öyle değilmiş.
Ne bir cumhuriyet savcısı, ne de MASAK ya da diğer bir kuruluşun bu telefon konuşmalarından yola çıkıp soruşturma başlatması söz konusu bile edilmiyor. Nedenini ise bir yargı mensubundan dinliyorum:
“Eğer, bu konuşmalar yürütülen bir soruşturma kapsamında mahkeme kararıyla dinlenmişse zaten o soruşturma dosyası içinde bulunur. Yani soruşturması sürüyor demektir. Eğer soruşturma dosyasında bu konuşmalar yoksa, mahkeme kararıyla dinleme yapılmadığı yani hukuka uygun olarak elde edilmediği için delil sayılmaz ve bunlarla ilgili de herhangi bir işlem yapılmaz. Bu konuşmaları örneğin MASAK yetkilileri basından öğrendiğinde, bunlar hukuka uygun olarak dinlenmemişse dinlemelere dayanarak herhangi bir işlem başlatamaz.
Ankara ya da İstanbul Cumhuriyet Savcılıkları’ndan herhangi biri de basına yansıyan konuşmalara dayanarak işlem başlatamaz. Ancak herhangi bir vatandaşımız cumhuriyet savcılığına şikayet dilekçesi verirse, savcılık kişiler hakkında işlem başlatabilmesi için önce kişinin iletişiminin tespiti konusunda karar olup olmadığını araştırır. Böyle bir karar yoksa, o dilekçeye göre bir işlem yapamaz.”
Peki telefon konuşmalarının çözümü yani tapelerin gazete ve televizyonlarda yayınlanması “soruşturmanın gizliliğini ihlal” sayılır mı? Bu konuyu sorduğum hukukçu, “Soruşturma yoksa soruşturmanın gizliliğini ihlalden söz edilemez. Kişi ancak ‘yapmadığı bir konuşmayı yapmış gibi gösterildiğini’ öne sürüp şikayetçi olabilir” dedi. Yani “montajdır bunlar montaj” der, ancak ses analizi yaptırmayı da kabul etmezler. Çünkü o seslerin kendilerine ait olup olmadığını en iyi onlar biliyor. O yüzdendir ki biri de çıkıp “Ben böyle bir konuşma yapmadım” diyemiyor.
8 yıldır devam eden dava
Yasalarımıza göre rüşvetin azı-çoğu olmaz ama bakan çocuklarına, bakanlara verildiği iddia edilen rüşvet miktarları öyle-böyle değil. Bakan çocuklarına milyonlarca dolar rüşvet verdiği öne sürülen Reza Zarrab’ın davası nasıl sonuçlanır bilemeyiz ama trafik polisine 7 yıl önce 10 lira rüşvet vermekle suçlanan 35 yaşındaki Muammer Arslan’a hatırı sayılır bir ceza verildi.
Muammer Arslan’ın suçu, Payas Belediye binası önünde ters yola girmesi. Görevli trafik ekibi Arslan’ı durdurdu. “Ehliyet-ruhsat” dediğinde, ruhsatın içinde 10 lira bulunuyordu. Trafik polisleri o paranın kendilerine rüşvet olarak verilmek istendiğini öne sürüp Arslan’dan şikayetçi oldu. Cumhuriyet Başsavcılığı 31 Mart 2006’da iddianame hazırladı.
Avukat tutacak parası olmadığı için baronun görevlendirdiği avukat, Arslan’ı savundu. Arslan kendisinin rüşvet verme gibi bir düşüncesinin olmadığını ve araca gaz almak için o parayı harcamamak için oraya koyduğunu söyledi. Polisler ise “10 lirayı alın bana ceza yazmayın. Diğer polislere de verdim. Siz neden almıyorsunuz?” dediğini öne sürdü.
İskenderun 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 10 lira rüşvet teklif etmekle suçlanan Muammer Arslan’ı 1 yıl 8 ay ay hapis cezasına çarptırdı. Sanığın avukatı Kadir Yonar, kararı temyiz etti. Yargıtay 5. Ceza Dairesi 25 Nisan 2012 tarihinde “rüşvet davasını” görüştü ve mahkemenin “hükmün açıklanmasının ertelenmesi” yönünde karar verilmesini tartışmasını öngördü.
Ve… 10 liraya 20 ay hapis
Mahkeme, ilk kararında direndi ve Muammer Arslan’ı önce 4 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkemedeki iyi hali göz önüne alınarak bu ceza önce 2 yıla, diğer indirimlerle birlikte 1 yıl 8 aya indirildi. Muammer Arslan, “Verilen ceza hiç adaletli değil. Herkesin bildiği bazı isimler dünya kadar rüşvet almakla, onlara o paraları vermekle suçlananlar dışarıda. Üstelik el konulan paraları da kendilerine iade edilmiş durumda. Ama ben ruhsatın içinde unuttuğum 10 lira yüzünden 20 ay hapis cezasına mahkum edildim” diyor.
Dosya yeniden temyize gönderildi. 10 lira rüşvet teklif ettiği gerekçesiyle 20 ay hapis cezasına çarptırılan Muammer
Arslan’ın gözü kulağı şimdi Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nden çıkacak kararda…
SÖZCÜ