YAZARLAR-Sürekli yalan söyleyen ve kendi yalanına inanan o hale gelir ki hiçbir şeyi ayırt edemez. Akif Beki budur. Erdoğan yandaşlarının hali budur.
Evet, AKP’nin düştüğü kirli çukurdan “bizim mahalle” çok mutlu; herkes tüm pislikler ortaya çıksın; Türkiye temizlensin istiyor.
Ancak…
Gerçek gazeteci; kafasında kuşku varsa, bunu araştırır ve yalnızca doğruyu ortaya çıkarmak için yazar; başka niyeti olamaz.
Dün yazdım; bu operasyonun “kaçakçılık” konusunda şüphelerim var.
O halde, soruların peşinden koşup, bu kez olayın polis tarafına bakıp hakikati aramaya
devam…
Turhal’ı tanıyor mu
Bülent Arınç dedi ki:
“Emniyet’ten atılma insanlar tweet’lerinde 4 ay önce 5 ay önce, ‘Güler mi? Ağlar mı, Barışır mı…’ bilmem ne derken, İçişleri Bakanımız’ın oğluyla ilgili bir takım işaretleri vermişler. Biz bugün farkında oluyoruz.”
Arınç, polislikten ayrılan Emre Uslu’nun 12 Ağustos 2013’te attığı tweet’i ifade etti. “Bakan çocuklarının adları yolsuzluklara karışmışsa kim Güler kim ağlar.”
Demek Emre Uslu’nun farkına yeni vardılar!
Emre Uslu’nun “ABD Dosyası”nı Odatv’de yazıp; “TSK’ya karşı kirli fotoğraflar, videolar, haberler buradan gönderiliyor” dediğimizde bizi Silivri Cezaevi’ne kim soktu? Erdoğan’dan Arınç’a hakkımızda neler dediler? Sıradan-zalim kötülükle işbirliği yaptılar. Nasıl mı? Yazayım…
Arınç, görevden aldıkları Kaçakçılık Şube Müdürü Tuğrul Turhal’ı tanıyor mu?
Arınç, Yusuf Ziya Özcan’ı anımsıyor mu?
“Özcan’ın bu operasyonla ne ilgisi var” diyebilir. Öyle ya, hükümetleri döneminde YÖK Başkanlığı (2007-2011) yaptı. Şimdi Polonya Büyükelçisi! (Ne de olsa Ahmet Davutoğlu’nun danışmanıydı.)
Kazın ayağı öyle değil…
Önce Özcan’ı yazayım sonra Tuğrul Turhan’ı…
Özcan’ın yakın arkadaşı polis
Yusuf Ziya Özcan, 1973’te Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nden mezun. Devlet bursuyla 1978’de ABD/Chicago Üniversitesi’ne gitti. 1981’de ODTÜ’de öğretim üyesi oldu. 1992-1994’te Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi’nde misafir öğretim üyesiydi. Dönüşünde ODTÜ’de Sosyoloji Bölüm Başkanlığı’na kadar yükseldi. Özcan’ın akademik çalışma başlıkları arasında “polis” ile ilgili konular ön sırada yer aldı. Polis okullarında dersler verdi. Cemaatle burada tanıştı.
Özcan, 2000’de Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı ile birlikte ODTÜ’de “Uluslararası Güvenlik ve İnsan Hakları Araştırma Merkezi” kurdu.
Sonra bu kez Özcan’a benzer enstitüyü ABD’nin Kuzey Teksas Üniversitesi’nde kurma teklifi geldi!
Ve bir süre sonra da Kuzey Teksas Üniversitesi’nde “Turkish Institute for Police Studies-TIPS” (Polis Eğitimi için Türk Enstitüsü) kuruluşu gerçekleşti.
Aynı yıl hemen 65 polis eğitim için Teksas’a gönderildi. Arkası geldi.
Arınç o dönemde hiç sormadı:
– NEDEN Teksas Üniversitesi, Türk Polisi’ni eğitmek için enstitü kurdu?
– NEDEN Türk polisine burs vermektedir?
– NEDEN ABD’ye giden polislerin çoğunluğu Teksas Üniversitesi’nden burslu?
Hangi polislerin gideceğine karar veren Emniyet Genel Müdürlüğü Dış İlişkiler Daire Başkanı Recep Gültekin, Yusuf Ziya Özcan’ın en yakın arkadaşı ve tez öğrencisiydi. İsmi “Fettulahçı Polisler” listesinde yer aldı. (Ne tesadüf! Emre Uslu’yla birlikte Taraf’ta köşe yazarlığı yapan Komiser Önder Aytaç’ın babası Aysal Aytaç da, Milli Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Eğitim Öğretim Dairesi başındaydı!)
Bitmedi…
CIA eğitiminden geçen polisler
Özcan’ın kurduğu TIPS, Washington’da TISD haline dönüştü: “Turkish Institute for Security and Democracy-TISD” (Güvenlik ve Demokrasi İçin Türk Enstitüsü). Kurucuları ABD’ye okumaya giden Türk polisleriydi.
Amaçları; ABD’ye gelen polis memurlarına burs, barınma ve akademi olanakları sağlamaktı.
Yani, TISD Türk polisinin ABD’de eğitilmesine yardımcı oldu.
“Eğitim” önemli… Kim eğitti?
Dersleri veren, konferanslarda konuşanların hepsi aynı zamanda ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkelerin haberalma/istihbarat teşkilatlarının projelerinde çalışıyordu!
TISD Florida temsilcisi polis Bahadır Şahin, toplantılarında FBI ve CIA bulunduğunu, polislere verilen eğitimlerde sunumlar yaptığını saklamadı.
FBI, CIA ile Türkiye’deki ilgili birimlerin bağlantılarına yardımcı olduklarını belirten TISD Başkanı Komiser Samih Teymur, “Güvenliğe çok farklı açılımlar getirecek yeni bir grup yetiştiriyoruz; hem akademik, hem uzmanlık alanı olan. Güvenlik biliminin altyapısı oluşuyor” diyordu. (8.5.2008, Zaman)
Arınç “altyapının” nasıl oluştuğunun yeni “farkına” vardı! Peki, ABD’de “CIA eğitiminden” geçen Türk polisi sayısı ne kadar biliyor mu? ABD dışında başka bir ülkede lisansüstü eğitim yapan polis sayısı neden sadece yüzde 2?
Emre Uslu’nun arkadaşı
Arınç’ı fazla merakta bırakmayayım.
Emre Uslu o tweet bilgisini nereden aldı?
Geldik Tuğrul Turhal’a; görevden alınan 5 emniyet amirinden biri; Kaçakçılık Şube Müdürü…
1973 Kayseri/Bünyan doğumlu.
1987 İzmir Polis Koleji’ne girdi. 1991’de mezun oldu.
Sonra emniyet bünyesinde çeşitli görevlerde bulundu.
2004 yılında ABD’ye gitti.
2009 yılında ABD’den döndü!
Doktorasını yapmıştı…
Odatv’nin, “Emre Uslu gibi polisler yıllarca ABD’de neler yapıyor” diye yazması üzerine “polis öğrenciler” apar topar 2009’da Türkiye’ye getirildi.
Emre Uslu Bingöl’e atandı. İstifa etti. Ona “yazı yazma-tweet atma” görevi verildi!
Tuğrul Turhal Mardin’e atandı. Görevini yapmayı sürdürdü. Sonra İstanbul’a tayin edildi. Sonuç belli…
Yine yazacağım:
Cemaat-AKP kavgası Türkiye lehine oldu; siyaset-ticaret-tarikat ilişkisinin ne kadar kirlendiğini bir kez daha gördük.
Fakat: Büyük fotoğrafa başka açılardan da bakılsın, Cemaat gözardı edilmesin istiyorum.
SÖZCÜ