Soner Yalçın: Erdoğan: Cüppeli Thatcher

Soner Yalçın-2013-1İşçi Partisi lideri Tony Blair, 18 yıllık Margaret Thatcher hükümetini 1997’de yıkarak başbakan oldu.Fakat Thatcher’ın neoliberal ekonomik politikalarını aynen takip ettiği için İngilizler Blair’e,“pantolon giymiş Thatcher” dedi. Blair’in, Thatcher’dan tek farkı, etek değil pantolon giymesiydi!

Adına “3.Yol” dense de uygulanan neoliberal politikalar, 6 Mayıs 2010 seçimlerinde İşçi Partisi’nin hükümetten düşmesine neden oldu.

Bugün Türkiye’de ne kadar faiz artırılsa da, ekonomik kriz sürüyor/sürecek. Faiz artışına rağmen Türk Lirası dolar karşısında geriler gibi olsa da hala yüzde 30 değer kaybetmiş görünüyor. Son 50 günde 6.3 oranında yoksullaştık.

İşin teknik yönüyle kafalar karıştırılıyor. Halkın yoksullaşmasına neden olan devalüasyon; ekonomik-teknik değil, ekonomik-politiktir.

Bilinir ki, hükümetler halk desteğini kaybetmemek için devalüasyon yapmak istemez; mecbur bırakılır; gizli ya da açık yapmak zorunda kalır.

Türkiye’de gizli devalüasyon yapıldı. Bu devalüasyonla “bardak taştı” AKP ve Erdoğan yolun sonuna geldi. Neden mi kesin konuşuyorum?

Erdoğan neden gidici

Ta­rih: 7 Ey­lül 1946.

Çok par­ti­li dö­ne­min ilk Baş­ba­ka­nı Re­cep Pe­ker, kol­tu­ğu­na otu­ra­lı bir ay ol­ma­dan, Tür­ki­ye ta­ri­hi­nin ilk de­va­lü­as­yon ka­ra­rı­nı açık­la­dı.

Türk Li­ra­sı ilk kez ABD pa­ra­sı do­la­r’­a kar­şı en­deks­len­di. Oran, yüz­de 54.3’tü!

Bu de­va­lü­as­yo­nun bi­zim ta­ri­hi­miz açı­sın­dan an­la­mı şuy­du: Türk eko­no­mi­si ve si­ya­se­ti; ABD mer­kez­li Ba­tı dün­ya­sı­nın içi­ne gir­me ka­ra­rı al­dı.

Tür­ki­ye­’nin, II. Dün­ya Sa­va­şı­’n­dan son­ra Ba­tı­’nın ya­nın­da yer al­ma­sın­da 1952’de­ki NA­TO üye­li­ği ör­nek gös­te­ri­li­yor.

Doğ­ru ama ek­sik; ik­ti­sat te­mel­li dü­şün­me­di­ği­miz için ha­ta ya­pı­yo­ruz. NA­TO­’dan ön­ce, bu­gün de da­hil ya­şa­dı­ğı­mız eko­no­mik kriz­le­rin te­me­li olan iki ulus­la­ra­ra­sı/ABD ku­ru­mu­na gir­dik:

1944’te ku­ru­lan ve 1947’de fa­ali­ye­te baş­la­yan IMF ile 1945’te ku­ru­lan 1947’de fa­ali­ye­te baş­la­yan Dün­ya Ban­ka­sı!

7 Ey­lül de­va­lü­as­yon ne­de­ni iş­te buy­du; ABD li­der­li­ğin­de­ki Ba­tı de­di ki, “bu ku­rum­lar ol­ma­dan dün­ya yö­ne­ti­le­mez!”

7 Ey­lül de­va­lü­as­yo­nu ger­çek­te bir dü­zen de­ği­şik­li­ği­ne işa­ret edi­yor­du: Tür­ki­ye­’nin içi­ne gir­di­ği ye­ni si­ya­set dün­ya­sın­da an­ti-em­per­ya­list Ke­ma­list dev­rim­ci­le­re yer yok­tu. Tas­fi­ye edil­di­ler. Ka­za­nan­lar“35’le­r” de­nen, (Tür­ki­ye­’yi kü­çük Ame­ri­ka ya­pa­ca­ğın söy­le­yen) li­be­ral Ni­hat Erim eki­bi ol­du.

En ja­ko­ben Ke­ma­lis­t’­ine de­va­lü­as­yon ka­ra­rı­nı açık­lat­tı­lar; ve Re­cep Pe­ker 10 ay son­ra git­ti. Kı­sa bir sü­re son­ra da öl­dü.

Tür­ki­ye, ABD eko­no­mik sis­te­miy­le bü­tün­leş­me po­li­ti­ka­sı­nı De­mok­rat Par­ti­’y­le sür­dür­dü. Kı­sa­ca anım­sa­ta­yım:

– Ad­nan Men­de­res 4 Ağus­tos 1958’de yüz­de 68,9 ora­nın­da de­va­lü­as­yon yap­tı; bir bu­çuk yıl son­ra 27 Ma­yıs 1960’da as­ke­ri mü­da­ha­ley­le idam edil­di.

– Sü­ley­man De­mi­rel 10 Ağus­tos 1970’te yüz­de 40 ora­nın­da de­va­lü­as­yon yap­tı; 9 ay son­ra 12 Mart 1971’de as­ke­ri dar­bey­le dü­şü­rül­dü.

– Sü­ley­man De­mi­rel baş­ba­kan­lı­ğın­da­ki II. Mil­li­yet­çi Cep­he Hü­kü­me­ti 21 Ey­lül 1977’te yüz­de 9,1 ora­nın­da de­va­lü­as­yon yap­tı; 4 ay son­ra ko­ali­as­yon da­ğıl­dı.

– Bü­lent Ece­vit 10 Ha­zi­ran 1979’da yüz­de 43,7 ora­nın­da de­va­lü­as­yon yap­tı; 5 ay son­ra git­ti.

– Sü­ley­man De­mi­rel 24 Ocak 1980’de yüz­de 32,7 ora­nın­da de­va­lü­as­yon yap­tı; 7 ay son­ra 12 Ey­lül 1980 as­ke­ri dar­be­siy­le yı­kıl­dı.

– Tan­su Çil­ler 5 Ni­san 1994’te yüz­de 51 ora­nın­da de­va­lü­as­yon yap­tı; se­çim kay­bet­ti ve son­ra si­ya­set sah­ne­sin­den si­lin­di.

– Bü­lent Ece­vit 22 Şu­bat 2001’de yüz­de 28,4 ora­nın­da, de­va­lü­as­yon ger­çek­leş­tir­di ve se­çim­de re­kor oy kay­bıy­la si­ya­si ha­ya­tı bit­ti.

Ecevit’in başına gelen

Erdoğan için bugün ne deniyor: “ABD getirdi ABD götürüyor!”

Nasıl gelmişti:

“MGK toplantısında Cumhurbaşkanı A.N. Sezer Anayasa kitapçığı fırlattı” diye siyasal kriz çıkarıldı; ekonomik kriz patlatıldı ve hükümet 22 Şubat 2001’de devalüasyon kararı aldı.

1 Mart’ta Dünya Bankası’ndan gelen Kemal Derviş bakan yapılarak, ekonomi dümeni teslim edildi.

Devalüasyon kararını “son Kemalist devrimci” Bülent Ecevit’e açıklattılar. Bitişi çabuk oldu:

Hastalanıp yatırıldığında merkez medya “çekil” diye yazılara başladı. En güvendiği sağ kolu Hüsamettin Özkan bile onu terk etti.

Ecevit’in siyasal gücü kalmadı; H. Kıvrıkoğlu’nun süresini 1 yıl uzatmak istiyordu; istemeye istemeye H. Özkök’ün Genelkurmay Başkanlığı’nı kabul etti.

Medyanın gündeminde; Ecevit’in hastalığı, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve Yahudi işadamı Üzeyir Garih suikastleri, “banka hortumları” ve hükümete yönelik Beyaz Enerji operasyonu vardı.

Ve Devlet Bahçeli siyaseten “intihar ederek” erken seçim istedi.

Seçime giderken CHP karıştırıldı; Erdal İnönü gibi isimler istifa etti. Fikri Sağlar gibi isimler ihraç edildi. DSP bölündü.

Seçimlerde devalüasyon yapan hükümet ortakları; DSP, ANAP, MHP baraj altında kaldı. Ve kısa süre önce kurulan AKP hükümet oluverdi. CHP ana muhalefetti.

Batı’nın “Ilımlı İslamcı” dediği Erdoğan “cüppe giyen Thatcher” rolünü üstlendi.

Batı için önemli olan neo-liberal politikaları yürütecek yeni bir “yüz”dü; Ilımlı İslam’dı.

Erdoğan’ın dolar ile getirildiği gün gibi ortadaydı. Aynen bugün dolar ile götürüleceği gibi.

Biz bu “filmi” 1946’dan beri seyrediyoruz; başrolde hep “pantolonlu veya etekli ya da cüppeli Thatcher”lar var!..

Düzeltme: Dünkü yazımda Enver Sedat, Ziya Ül Hak olacaktı. Bir de anlam karışıklığı vardı, doğrusu şu olacaktı: Sendikalar grev-eylem yapıp “piyasayı rahatsız etmesin” diye biçildi.

SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.