Pazar bulmacası: Fethullah Gülen
Korku aşıldı; artık dokunulmaz değil. Yazılıyor. Konuşuluyor. Ve tartışılıyor. Bu kadar gündemde olan kişi hakkında ne kadar bilgiye sahibiz. Hayır “paralel”den bahsetmiyorum. Bizzat Gülen’in hayatı konusunda ne kadar bilgimiz var. Nereli? Adı ne? Kaç yaşında? Yıllardır haber yapıyorum altından kalkamıyorum. En iyisi yazayım, siz karar verin. İşte size bir pazar bulmacası…
Resmi açıklamasında Erzurum ili, Hasankale (Pasinler) ilçesi, Korucuk köyünde dünyaya geldi. Erzurumlu mu? Yoksa Ahlatlı mı? Şöyle…
Fethullah Gülen’in resmi tarihinden aktarayım:
Osmanlı’nın bunalım yılları…
Yer: Ahlat…
Halil Efendi kız kardeşinin kaçırıldığını duyunca adaleti kendi eliyle sağlamak için silaha sarılıyor. Çıkan çatışmada bir kişi ölüyor.
Nedense Halil Efendi suçlu görülmüyor fakat sürgüne gönderiliyor. Taşınabilir eşyalarını alıp önce Hasankale’ye geliyor ardından Korucuk Köyü‘ne yerleşiyor. Bir daha nedense Ahlat‘a dönmüyor; oysa toprakları, evleri, bahçeleri var!
Kavimler Kapısı Ahlat:
Kimler gelip geçmemiş ki; tarihi M.Ö 4 binlerde Hurriler ile başlıyor. Asur, Urartu, Med, Pers, Roma, Bizans, Mervanoğulları, Abbasiler, Emeviler, Selçuklular, Dilmaçoğulları, Eyyubiler, Moğollar, Anadolu Selçuklular, İlhanlılar, Celayiler, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safaviler ve 1533’te Osmanlılar.
Ahlat isminin etimolojik kökeni hakkında çeşitli görüşler var.Bizanslılar “Khlat”;Ermeniler “Hlat”,o coğrafyada en uzun süre kalan Süryaniler“Khalat”,“Kelath”, “Khelath”,“Khılat”, Araplar “Halat”, “Hılat” İranlılar ve Türkler “Ahlat” diyor.
Ahlatlı Halil Efendi Korucuk’ta ölüyor; ardında bir evlat bırakıyor; Hurşit. Onun iki oğlu oluyor: Süleyman Efendi ve Molla Ahmet.
Fethullah Gülen’in Ailesi Molla Ahmet’ten geliyor. İlginç bir adam; Gülen Ailesi’nin resmi tarihine göre, yaşamının son 30 yılında sırtı yatak yüzü görmüyor; hiç uyumuyor; sabaha kadar namaz kılıyor. Sonra tarlaya gidiyor akşama kadar çalışıyor.
Günde sadece iki zeytin yiyor. Tebessüm ettiği görülmüyor!
Sivas-Yozgat günleri
Molla Ahmet, dedesi Halil efendi gibi gurbete gitmek zorunda kalıyor; köyünden ayrılıyor.
“93 Harbi’nde dedem Molla Ahmet ve ailesi Korucuk’u terk ederek Sivas dolaylarına gelip yerleşir. Tekrar Korucuk’a döndüklerinde köyde taş üstünde taş kalmadığını görürler.” (Küçük Dünyam, s29)
93 Harbi (Rumi1293); 1877-78’de Rusya ile yapılan savaş. Ruslar, Nene Hatun‘un kahramanlığı ve Aziziye Tabyası‘nın yiğit savunmasına rağmen Erzurum’a giriyor. Molla Ahmet Erzurum’u savunanlar arasında var mı? Gülen bu konuya değinmiyor.
13 Temmuz 1878 Berlin Antlaşması’yla Ruslar Erzurum’dan çekilince Molla Ahmet köyüne dönüyor.
Fethullan Gülen’in -Molla Ahmet’in oğlu- dedesi Şamil, -neresi olduğunu bilmediğimiz- Sivas dolaylarında yerleştikleri yerde dünyaya geliyor.
Fethullah Gülen ailesinde göç bitmiyor.
Şamil de, büyük dedesi Halil Efendi ve baba Molla Ahmet gibi yurdundan ayrılmak zorunda kalıyor.
Birinci Dünya Savaşı’nda Rus Ordusu’nun Erzurum’a geldiğini duyan halk bölgeyi terk ediyor. Osmanlı Devleti’nin izin vermemesine rağmen aralarında Şamil Efendi’nin de bulunduğu köylüler kağnılarla iç Anadolu’ya kaçıyor. Gülen Ailesi savaş boyunca Yozgat’ın Yerköy ilçesinin bir köyüne yerleşiyor.
Savaş sonrası tekrar Korucak Köyü’ne dönüyorlar.
Göç hiç bitmiyor
Şamil Efendi’nin yedi çocuğu var; Dürdane, Rasim, Nurettin, Enver, Sefer, Seyfullah ve Ramiz.
Ramiz, Fethullah Gülen’in babası. Din adamı.
Gülen babasının dini yönü için şöyle diyor: “Babam Kur’an’ı otuz yaşlarında öğrenmiş. Doğum tarihi 1905 olduğuna göre, o boş dönemlerini idrak etmiş ve boş dönemlerde yetişmiş.” (s 22)
Ramiz Efendi’nin hocası Alvarlı Mehmet Lütfi Efendi’ydi. İmamlığını yaptığı Alvarlı Köyü’nde hastalanıp 1939’da ayrılmak zorunda kalınca yerini Ramiz Efendi’ye bıraktı.
Gülen Ailesi Korucuk’tan Alvar Köyü’ne taşındı. (Yeni köyde okul yoktu; Fethullah Gülen ilkokulu bıraktı. Yıllar sonra tek diploması olan ilkokul diplomasını dışarıdan verdiği imtihanlarla elde etti.)
Ramiz Efendi’yi Alvarlı Köyü’nde imam olmasını sağlayan Mehmet Lütfi Efendi’yle tanıştıran kişi Fethullah Gülen’in teyzesiydi!
Gülen’in baba tarafı değil anne tarafı sofu’ydu.
Gülen, annesi için “benim ilk Kur’an hocam validemdir” diyor. (s 25).
Gülen’in annesinin ismi Refia.
Anneannesi Hatice Ha-nım’dı ve Gülen anne tarafının Şükrü Paşazadelerden geldiğini söylüyor. “Hatice ninem, annemin annesidir. Herhalde verem olduğundan erken ölmüş. Edirne Şükrü Paşa sülalesinden gelme.” (s 30) Edirne’de Şükrü Paşazadeler için, 1492 yılında İspanya’da kovulup Trakya’ya gelip yerleşen Saferad Yahudi göçmenlerden olduğu iddia ediliyor. Dönmüşler Müslüman olmuşlardı. Doğru mu bilinmez!
İki ailenin nasıl tanıştığını Gülen anlatıyor:
“O sülalede bir Ziya Efendi vardı. Babamın amcazadesi sayılır. Annemin teyze çocuklarından Ayşe teyzemiz -ki ilk defa Korucuk’a o gelin gelmiş, Şükrüpaşazadelerden almışlar. Ayşe teyzem annemi onlara tavsiye edince erkek tarafı anneme talip olmuşlar. (…) Dedem de dayım da ehli Kur’andır. Teyzem de dindar biriydi.” ( s 31)
Gülen dayısına çok düşkün; “dayıma benzerim, özellikle gözlerim dayıma benzer. Dedem de dayıma biraz benzerdi. Fakat dedemin burnu biraz daha mukavvesti. Teyzem de öyleydi.” (s 32)
Röportajı yapan Latif Erdoğan soruyor: “Her iki ailenin de seyyid olduğu söyleniyor, ne dersiniz?”
Gülen’in yanıtı şu: “Olabilir, öyle diyorlar.” (s 33)
Mehmet Lütfi Efendi 1956’da ölünce Ramiz Efendi’yi Alvarlı köyü sakinleri nedense istemiyor. O da çok bozuluyor ve Artuzu Köyü‘ne gidiyor. Fakat orada da uzun süre kalamıyor Erzurum’a yerleşiyor. 1974’te vefat edene kadar bu şehirde yaşıyor.
Fethullah Gülen’in yaşamı hep göçebelikle geçiyor. Göçebelik babasının dini eğitimi için gönderdiği Hasankale’yle başlıyor ve bugün Pensilvanya’yla sürüyor.
Şimdi söyleyin bakalım, Fethullah Gülen nereli
Ne zaman doğdu?
Fethullah Gülen’in nüfus kağıdında doğum tarihi olarak, 27 Nisan 1941 yazılı.
Fethullah Gülen bu tarihi kabul etmiyor.
Resmi tarihinde şöyle anlatıyor:
Babası, Gülen’i doğduğu yıl nüfusa kaydettirmek üzere Hasankale’ye gidiyor. Ancak tek parti iktidarının hüküm sürdüğü o yıllarda nüfus memuru da nemrut mu nemrut! “Ben bu ismi kaydetmem” diyor. Ve bunun üzerine babası kızıp oğlunun nüfus kaydını yaptırmadan köye dönüyor.
Bir süre sonra Ramiz Gülen köyde ihtiyar heyetine seçiliyor. Nedense köy muhtarı bütün işleri ona devrediyor. Ramiz Bey, samimi olduğu köy karakolunun başçavuşuyla birlikte 1942’de yeniden Hasankale Nüfus İdaresi’ne gidiyor. Bu sefer iki oğlunu kaydettirecekti. Sıbgatullah, ağabeyi Fethullah Gülen’den 2.5 yıl sonra dünyaya gelmişti.
Başçavuş, “bu isimleri bu şekilde kaydedeceksin” diye sert çıkıyor ve bunun üzerine nüfus memuru ikisini de kaydediyor. Ah talihsizlik, her iki kayıtta da yanlışlıklar yapıyor.
Babasının ismini “Muhammed Fethullah” olarak koyduğu Fethullah Gülen’in ismini “Muhammed” olmadan, doğum tarihini de 1938 yerine 1942 olarak; kardeşi Sıbgatullah’ı ise 1942 doğumlu ve Seyfullah ismiyle kaydediyor!
Böylece Fethullah Gülen, 1938 doğumlu olmasına rağmen nüfus kaydında 1942 olarak yer alıyor.
Edirne’de memuriyete girişi sırasında yaş konusunda sorun yaşıyor; ve mahkeme kararıyla yaşını 1 yıl büyütüyor. Doğum yılı 1941 olarak kayda geçiyor.
Allah!.. Allah!..
Madem 1938 doğumlu, ne diye doğum tarihini 1941 olarak büyütüyor; 1938 olarak niye büyütmüyor?
Peki.
Yine de, 1938 diyelim.
Hangi gün doğuyor?
Cemaat’in Bugün gazetesinde yazarlık yapan Prof. Dr. Doğu Ergil, Fethullah Gülen’in kendisine verdiği yanıtlarla hazırladığı “100 Soruda Fethullah Gülen ve Hareketi” adlı kitabındaki doğum tarihi kaç yazıyor biliyor musunuz:
“11 Kasım 1938”!
Yani Atatürk hayatını kaybediyor, ertesi gün Fethullah Gülen doğuyor!
Nurcular’ın risaleforum sitesi ise “11 Kasım 1938” diyor!
Fakat…
Fethullah Gülen’in resmi sitesi doğum gününü bir gün önceye alıyor:
“Fethullah Gülen’in doğum tarihi resmi nüfus kayıtlarında 27 Nisan 1941 olarak geçiyor. Ancak Gülen’in resmi kayıtlara geçmeyen asıl doğum tarihi, hayli ilginç bir takvim yaprağına denk düşüyor: 10 Kasım 1938. Gülen, herkesin ezberinde olan bu tarihte, yani Mustafa Kemal Atatürk’ün öldüğü gün, Erzurum’un Pasinler ilçesinin Korucuk Köyü’nde Ramiz Hocaefendi ve Refia Hanım’ın oğlu olarak dünyaya geldi.”
Tamam yine kabul edelim!
De…
Niye Fethullah Gülen, yaşamından bahsederken doğum tarihini 1941 gibi anlatıyor.
“1945’te, dört yaşında annem bana Kur’an’ı öğretti” gibi…
Hadi bakalım çıkın işin içinden; Fethullah Gülen’in doğum tarihi nedir?
Gerçek adı ne?
Fethullah Gülen adı konusunda çok hassas; yanlış yazanı mahkemeye veriyor!
Kendisine “Feto” denilmesinden nefret ediyor. Bunda haklı. Kişi, kendine ismi ile hitap edilmesini, adının tam yazılmasını istiyorsa haklıdır; kimse buna itiraz edemez. Ancak hukuki bir konu mudur, hakaret midir tartışılır.
Peki, Türkiye’nin gündeminden düşmeyen bu kişinin gerçek adı nedir?
“Fethullah” mı yoksa “Fetullah” mı?
Avukatlarının yaptığı hukuki yazışmalarda adı “Fetullah” diye geçiyor. Yani tek “h” harfiyle.
Avukatlar; “Fethullah Gülen, 31 Ocak 1986 tarihinde İzmir İl Nüfus Müdürlüğü’ne başvurarak, 3881 kayıt numaralı kimliğindeki ismini ‘Fetullah’tan, ‘Fethullah’a çevirdi. Bu ‘h’ harfi değişikliği kimine göre ebced hesabına uydurmak, kimine göre ise Said-i Nursi’nin Siirt’teki hocası Molla Fethullah’ın adını almak istemesi nedeniyle yapılmıştı” şeklindeki haberleri yalanlıyor.
Gülen’in avukatı Orhan Erdemli şöyle diyor: “Müvekkilim, hiçbir zaman ‘h’ harfi ekleyerek veya başka bir biçimde ismini değiştirmiş değildir.”
Yani avukatı, Gülen’in adının “Fetullah” olduğunda ısrarlı.
Bir dakika, mesele bu kadar kolay değil…
Gülen’e açılan tüm davalarda adı “Fethullah” diye geçiyor.
Yani iki “h” harfiyle!
Esas No: 2000/124 Ankara 2 Nolu DGM gerekçeli kararında adı; “Fethullah Gülen.”
Daha eski yıllara bakarsak; Esas No: 1973/146 Askeri Yargıtay İlam’ı adı yine; “Fethullah Gülen” diye geçiyor.
Esas No: 1974/12 Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi gerekçeli hükmünde de ismi “Fethullah Gülen…”
Esas No: 2007/6083 Yargıtay 9. Ceza Dairesi İlam’ında yine adı, “Fethullah Gülen.”
Çok uzatmayalım: ABD Adalet Departmanı Kriminal Daire Washington D. C. 20530 alınan ifadesinde adı yine; “Fethullah Gülen” olarak yer alıyor.
MİT, Emniyet ve TSK raporlarında da ağırlıklı olarak “Fethullah” adı kullanılıyor.
Kime inanacağız? Üstelik…
Gülen yazdığı kitaplarında adı “Fethullah” diye yazılıyor.
Öyle ki…
Cemaatçi Zaman gazetesinin de kafası karışık:
Sadece bu yıl Zaman’da yayınlanan 220 yazıda “Fethullah” kullanılırken, üç yazıda “Fetullah” diye yazılı!
Bitmedi…
Mesele sadece bir “h” harfi değil; bir de “M” harfi var!
Fethullah Gülen’in “Sonsuz Nur” kitabıyla ilgili verilen ilanlarda adı, “M. Fethullah Gülen” diye geçiyor. Ayrıca Zaman gazetesinin “Kürsü” sayfasında “M. Fethullah Gülen” diye imza atıyor.
Bu “M”nin açılımı nedir; “Mehmet” mi, “Muhammed” mi?
Daha önce var mıydı? Yoktu.
Peki nereden çıktı bu “M” ismi?
Gülen’in resmi sitesinde nüfus memurunun yaptığı “yanlışlıktan” bahsediliyor: Babası ismini “Muhammed Fethullah” olarak koymuştu ama nüfus memuru kayda “Muhammed” olmadan yazmıştı!
Nüfus kimliğinde ne mi yazıyor; “Fetullah Gülen” yazılı.
Ama Gülen…
“M. Fethullah Gülen” isminin kullanılmasını istiyor!
Hadi bakalım çıkın işin içinden!
Bu arada unutmadan ekleyeyim:
Fethullah Gülen, bazı yazılarında “M. Abdülfettah Şahin” müstear adını kullanıyor.
SÖZCÜ