Uğur Dündar: Bu diktatörü tanıdınız mı?..

Ugur-Dündar-2Ne hür ba­sı­na, ne de ba­ğım­sız yar­gı­ya ta­ham­mü­lü var­dı. Med­ya­yı her sa­bah en ya­kı­nın­da­ki adam­la­rın­dan bi­ri de­net­li­yor­du. Sa­nat dal­la­rı da ay­nı sa­dık ki­şi­nin kon­tro­lü al­tın­day­dı. Han­gi ha­be­rin ya­yın­la­na­ca­ğı­na, bu çok gü­ven­di­ği ada­mı ka­rar ve­ri­yor­du.

* * *

Tek ama­cı ve he­de­fi güç­tü. Güç dı­şın­da hiç­bir şey onu il­gi­len­dir­mi­yor­du.

Bu ne­den­le ik­ti­da­ra ge­lir gel­mez, yar­gı­yı, po­lis gü­cü­nü ve or­du­yu ele ge­çir­di.

Ar­tık ya­sa­ma da, yü­rüt­me de, yar­gı da ken­di­siy­di!

Gü­cü­nü art­tır­mak, kor­ku sa­la­bil­mek ama­cıy­la kur­du­ğu özel mah­ke­me­le­ri si­ya­si da­va­la­ra bak­mak­la gö­rev­len­dir­di. Bu mah­ke­me­ler, mu­ha­lif­le­ri “hü­kü­me­ti de­vir­mek ama­cıy­la giz­li sal­dı­rı­lar yap­mak­la­” suç­la­yıp, ağır ce­za­la­ra çarp­tır­dı.

Bu­nun­la da ye­tin­me­di, “Halk Mah­ke­me­le­ri­” oluş­tur­du. “Halk Mah­ke­me­le­ri­”n­de­ki 9 yar­gı­cın 4’ü­nü mes­lek­ten ge­len­ler, di­ğer­le­ri­ni par­ti­si­nin men­sup­la­rı ve yan­daş­la­rı ara­sın­dan seç­tir­di.

Ar­tık ül­ke sa­bah­la­rı po­lis­le­rin ev­le­re bas­kın ya­pa­rak in­san­la­rı alıp gö­tür­dük­le­ri ve mah­ke­me hük­mü fa­lan ol­ma­dan tu­tuk­la­dık­la­rı bir kor­ku im­pa­ra­tor­lu­ğu ha­li­ne dö­nüş­müş­tü.

So­kak­lar­da eli so­pa­lı yan­daş­la­rı do­la­şı­yor­du.

Ama ateş­li ve abar­tı­lı ko­nuş­ma­la­rıy­la her şe­yi hal­kı­nın iyi­li­ği için yap­tı­ğı­nı top­lu­mun ço­ğun­lu­ğu­na ka­bul et­tir­me­yi ba­şa­rı­yor­du.

Ten­ki­de hiç ta­ham­mü­lü yok­tu. Ken­di­si­ne yö­nel­ti­len her eleş­ti­ri­yi, mil­li ira­de­ye (hal­kı­na) kar­şı bir teh­dit ola­rak al­gı­lı­yor, va­ta­na iha­net ola­rak gö­rü­yor­du. Onun gö­zün­de hal­kı­na (ya­ni ken­di­si­ne) iha­ne­tin ce­za­sı çok ağır ol­ma­lıy­dı.

Zi­ra ken­di­si­ni halk­la öz­deş sa­yı­yor­du.

* * *

Ka­rar alır­ken ku­mar oy­na­mak­tan as­la çe­kin­mi­yor­du. Ka­ra­rı­nı sa­vun­mak ye­ri­ne, kar­şı­sın­da­ki­le­ri sü­rek­li sa­vun­ma­da bı­rak­ma­yı ter­cih edi­yor­du!

Ye­ter­siz bir eği­ti­mi ve tec­rü­be­si ol­ma­sı­na rağ­men ken­di­si­ne, her şe­yi en iyi bi­len in­san ha­va­sı ve­ri­yor­du.

Kar­şı­sın­da­ki­nin fi­kir­le­ri­ni önem­se­me­mek ve de­ğer­siz bul­mak, vaz­ge­çe­me­di­ği alış­kan­lık­la­rın­dan bi­riy­di.

Çev­re­sin­de­ki­ler hal­ka “Bir ko­nu­da ka­rar alır­ken ken­di­ni­zi onun ye­ri­ne ko­yun, o ol­sa na­sıl ka­rar ve­rir­di di­ye dü­şü­nün ve ona gö­re dav­ra­nı­n” tel­ki­nin­de bu­lu­nu­yor­lar­dı.

* * *

Ya­nıl­maz ol­du­ğu ka­nı­sın­day­dı. Al­dı­ğı ka­rar­lar ba­şa­rı­sız olur­sa, o ka­ra­rı ve­ren ken­di­si­ni de­ğil, onu uy­gu­la­ma­ya ça­lı­şan­la­rı ve mu­ha­lif­le­ri­ni suç­lu ilan eder­di!

Kar­şı­sın­da­ki­ni akıl­cı tar­tış­ma­lar­la bey­ni­ne hi­tap et­mek ye­ri­ne, ateş­li ko­nuş­ma­lar­la kal­bi­ne ses­le­ne­rek ik­na et­me­yi be­nim­ser­di. Zi­ra halk ta­bi­riy­le “ga­za ge­tir­me­” be­ce­ri­sinin bü­yük ol­du­ğun­dan emin­di.

* * *

Ya­lan söy­le­mek­ten çe­kin­mez­di.

“Bir in­sa­na ya­lan da­hi ol­sa bir söy­le­mi tek­rar­la­yıp du­rur­sa­nız, o ki­şi­nin bir sü­re son­ra bu­nu ken­di fik­ri gi­bi be­nim­se­di­ği­ni gö­rür­sü­nüz!” der­di.

* * *

Bu ki­şi­yi ta­nı­dı­nız mı?

Evet ya­nıl­ma­dı­nız!

An­lat­tı­ğım dik­ta­tör Adolf Hit­le­r’­di!..

Uğur Dün­da­r’­ın No­tu: Bu ya­zı­yı ka­le­me alır­ken de­ğer­li bi­lim in­sa­nı Prof. Dr. Ce­lal Şen­gör ile Söz­cü Al­man­ya Tem­sil­ci­si Ali Gü­le­n’­in der­le­me­le­rin­den ya­rar­lan­dım. Ken­di­le­ri­ne te­şek­kür edi­yo­rum.

SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.