Şu Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığına bakar mısınız?
“Darbeci…”
“Vatan haini…”
Bunlar Başbakan Erdoğan’ın en çok kullandığı sözcükler…
Yolsuzluk ve rüşvetten mi bahsettiniz?
Yafta hazır: “darbeci!..”
Ekonomideki kötü gidişe mi değindiniz?
Elinde damga bekliyor: “vatan haini!..”
CHP’liler yurt dışında sosyal demokrat partilerle temaslar mı yaptı?
Hemen canlı yayına çıkıp başlıyor suçlamaya:
“Bu muhalefet var ya, bu muhalefet… Bunlar hem darbeci, hem de vatan haini!.. Gidip yurt dışında ülkelerini kötülüyorlar! Ayıptır be, ayıp! Ülkenize yaptığınız bu kötülüklerden utanın!.. Utanın ey ana muhalefet!..”
***
Ama yargıya darbe yapanın, Anayasa’yı yok sayanın, yurt dışında ülkesini en çok kötüleyenin kendisi olduğunu unutuyor.
Tüm despotlar gibi, sürekli olarak muhaliflerini suçlayarak, kendi yanlışlarını gözden kaçıracağını düşünüyor.
Örneğin Avrupa Parlamentosu (AP) önde gelenleriyle konuşurken neler söylediğini kendi kulakları duymuyor.
Brüksel dönüşü uçağına aldığı gazetecilere görüşmelerin içeriğini şöyle açıklıyor:
“Son gelişmelerin iç yüzünü anlattık. Paralel yapıyı anlatırken bazı örnekler verdikten sonra onlar da olaydan rahatsız oldular. Mesela ikinci dalgada 25 çuval belgenin mührü açılmadan hemen gözaltı talimatı verilmiş olması… Sayın Çolakkadı (Eski İstanbul Başsavcısı) bunları duyunca yeni görevlendirme yapıyor. Yeni savcılar mühürleri sökerek incelemeye başlayınca, olayın aslı meydana çıkıyor. Hedef aldıkları iş adamları da enteresan. Ağırlıklı olarak bir havalimanı ve üçüncü köprüyü yapacak olanlar. Şöyle ifadeler var: ‘Yapılacak ihaleden alacakları rüşvet karşılığı…’ Öyle bir saçmalık olabilir mi? Ortada daha icraat yok onlar anında infaz yapıyorlar.”
Bunları dinleyen Avrupalı muhataplarının “Peki 11 yıldır Türkiye’yi siz yönetmiyor musunuz? Bunca yıl şimdi yakındığınız paralel yapıyı fark etmediniz mi?” diye soracaklarını düşünemiyor.
Nitekim soruyorlar.
Bunları geçtik, yolsuzluk ve rüşvet iddialarından aklanmaya çalışırken, ülkesini ne kadar kötülediğini bile fark edemiyor.
Bu yaptıkları asla “darbecilik ve vatan hainliği” olmuyor!
***
Ama CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın ucuz yaftalama çabalarına pabuç bırakacak gibi görünmüyor.
Hemen her gün yeni bir yolsuzluk ve rüşvet iddiasını ortaya atıyor.
Örneğin Meclis’te partililere seslenirken Başbakan Erdoğan’ın oğlunun da kurucuları arasında yer aldığı “TÜRGEV Vakfı”nın banka hesabına 99 milyon 999 bin 990 dolar para yattı mı? Bu rüşvet parası mı?” diye soruyor.
***
Bir okurum kafayı “Niçin 100 milyon dolar değil de, 99 milyon, 999 bin 990 dolar?” sorusuna takmış.
Cevabı yine kendisi veriyor:
“Adamlar dürüst çalışıyorlar. Bankaya ne yatıyorsa onu gösteriyorlar! Bu nedenle, 10 dolar bile ilave etmeyip, rakamı 100 milyon dolara yuvarlamıyorlar!.. Kemal Kılıçdaroğlu da bu dürüstlüğü (!) takdir etmek varken, çıkıp suçluyor!”
Okurum haklı.
Ne var bunda?..
Hayır işleri için kurulan bir vakıfta hiç çalma çırpma, arsa kapma ve rakam yuvarlama yapılır mı?
Bu muhalefet de adam olmayacak azizim!
SÖZCÜ