Uğur Dündar: Rüşvet olağan hale geldi!..

Ugur-Dündar-2YAZARLAR-Sev­gi­li okur­la­rım,
Devletin çivisinin çıktığını, çürümenin inanılmaz boyutlara ulaştığını yazdıktan sonra ihbarlar yağmaya başladı.
Hemen iki örnek vereyim:
Adana’da bir vatandaş büyükbaş hayvan çiftliği kurmak istiyor ama krediye ihtiyacı var.
Krediyi de Ziraat Bankası’ndan alması gerekiyor.
Ankara’da bankaya adımını atar atmaz yığınla başvuru olduğunu ve mutlaka “adamını bulması” gerektiğini öğreniyor.
Neyse ki, aranan kişi çok geçmeden bulunuyor. Hep birlikte Gaziosmanpaşa’daki lüks bir siteye gidiliyor.
İçeride bir yığın badem, oturmuş müşteri bekliyor.
Adanalı, masanın başında oturan (ismini şimdilik yazmıyorum, ama bir bakanın çok yakını olan) kişiye tanıtılıyor.
Mesele anlatıldıktan sonra şu karara varılıyor:
“Merak etme senin işini halledeceğiz. Önce dosyanızı başlarda bir yere alacağız. İçerideki adamlarımızla hemen 10 milyon lira kredi çıkartacağız!..”
Adanalı girişimci seviniyor ama daha sonra dinledikleri karşısında adeta donup kalıyor:
“Bu 10 milyonun 2 milyon lirasını komisyon olarak biz alacağız! Ayrıca Adana’ya gelip çiftliğin yerini göreceğiz.”
Lafı uzatmayalım, bademler uçağa atladıkları gibi soluğu Adana’da alıyorlar.
Kebapçılarda yiyip içiyorlar, gezip tozuyorlar, harçlıkları da ceplerine indirip, Ankara’ya dönüyorlar.
Yaklaşık 10 bin doları da bu yolla kaptıran Adanalı, uçak kalkarken kara kara düşünmeye başlıyor:
“10 milyon al, 2 milyon komisyon ver, yedir içir, gezdir, sonra da bu parayı ödeyebilirsen öde!” deyip, AKP döneminde bir çivi bile çakmamaya yemin ediyor…
* * *
Bir başka rüşvet çarkı haberi de yine Ankara’dan…
Uzun yıllardır mermercilikle uğraşan bir aile Çin’e mermer ihraç ediyor.
Çin’deki firmayla yaptıkları anlaşma gereği, malın tesliminde gecikme olduğunda büyük tazminatlar ödeniyor.
Şirket temsilcisi bürokratik işlemler için yeni kurulan bir daireye başvurup durumu anlatıyor. “İşimizi bir an önce halledin de milyonlarca dolar ödemekten kurtulalım!” diyor.
Vay sen misin bu gerçeği söyleyen!
Çivi, pardon para sökme süreci de böylece başlamış oluyor!
Şirketin sıradan bir işlem olan işinin halledilmesi için pazarlık kapısı 500 bin liradan açılıyor.
Sonuçta 170 bin lirada anlaşılıyor.
Rüşvet öylesine alenileşmiş ki, devlet dairesinde çalışanlar artık senet bile kabul ediyor.
Olağanüstü durumlarda operasyondan kuşkulanıldığında para elden alınmıyor, bankaya yatırılması isteniyor.
“Falanca bankaya gideceksiniz, parayı orada filancaya teslim edeceksiniz, o gereğini yaptıktan sonra bize haber verecek, biz de sizin işinizi çözeceğiz!” deniliyor.
Bazen rüşvet de kesmiyor.
Ayrıca imam hatip okullarına, yurtlara ve vakıflara bağışta bulunulması talep ediliyor.
Bunları yapmayanlar “bizden değil” denilerek fişleniyor.
“Bizden” olanların işleri kısa sürede görülüyor, olmayanlar yokuşa sürülüyor.
Hatta yandaş olmayanların dosyaları, binlerce başvurunun en altına itiliyor.
* * *
Devletin çivisi çıktı ama bağırsaklar da boşalmaya başladı.
Bekleyin, yakında ortalığa ne pislikler dökülecek.

SÖZCÜ

Leave a Reply

Your email address will not be published.