YAZARLAR-Sevgili okurlarım,
Önümde AKP Milletvekili ve Başbakan Erdoğan’ın siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan’a elektronik ileti, faks ve posta yoluyla gönderilen iki mektup duruyor. Almanya’da yaşayan P.G. isimli iş kadını Akdoğan’a yazdığı mektuplarda eniştesi Oktay Ferşat’ın (Muhammet Zahit Ferşatefendioğlu) kendisini “seni güzel bir ev sahibi yapacağım” diyerek dolandırdığını iddia ediyor ve hakkında çok önemli bilgiler veriyor.
Oktay Ferşat’ın kendisine ve iki çocuğuna büyük acılar yaşattığını belirterek, yardımcı olması ricasında bulunuyor.
Mağdure özetle şu iddiaları dile getiriyor.
“Oktay Ferşat, inşaat firması sahibiyken benden çeşitli yalanlarla aldığı yüklü miktarda Euro’ nun yanı sıra, hem kendisi ve hem de eşinin üzerine çektiği banka kredilerini ödememiş, ayrıca birçok kişiye borç takıp Almanya’yı terk etmiştir. İflas ettikten sonra kaçtığı Türkiye’de de iş durumunu ve hanımının rahatsızlığını bahane ederek defalarca para almış, vermediğim takdirde yeni bir iş kuramayacağını söyleyerek 4 yıl boyunca toplam 350 bin Euro’ mu cebine indirmiş, paramın bittiğini anlayınca da ilişiğini kesmiştir.”
Aradan geçen süre içinde büyük çabalarla verdiği paranın ancak 200 bin Euro’sunu kurtarabildiğini anlatan P.G. satırlarına şöyle devam ediyor.
“…Paramı kurtarmaya çalışırken çeşitli hakaretlere ve tehditlere maruz kaldım. Hatta onun adına telefon ettiğini söyleyen kişiler, hakkımı aramaktan vazgeçmediğim takdirde 9 yaşındaki küçük kızımı öldüreceklerini bile söylediler.
Amacım başımıza daha kötü bir şey gelmeden, sizi önceden haberdar etmektir.
Sayın İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Sözcüsü milletvekilim,
Çocuklarımın hakkını süt parasına, düğün takılarına kadar bozdurup, büyük altınlarımı tefecilere bırakarak sağladığım krediyi insanlık yaparak bu adama verdim. Böylece kendi ifadesiyle hanımını ameliyat ettirmesini, babasının hastane masraflarını karşılamasını sağladım. Kuracağı iş için sermaye yarattım. Bunların karşılığında karşılaşacağım muamele bu mu olmalıydı?
…Çevremden topladığım paraları iade etmemesi nedeniyle Kanada’da yaşayan kuzenim, eşiyle ayrılma noktasına geldi. Ailem ve çevremle tüm bağlarım koptuğu gibi, sağlığım bozuldu, hayatım alt üst oldu.
…Bu kişi daha düne kadar asker kaçağıydı ve bu nedenle asıl adı olan Muhammet Zahit Ferşatefendioğlu adını kullanmayıp, Oktay ismiyle dolaşıyordu. Dövizle bedelli askerlik imkanı doğduktan sonra asker kaçağı olmaktan kurtuldu!
…112 Acil Servis İstasyonları yapımında, web sayfalarında Dr. Ing. Oktay Ferşat olarak boy gösteren bu şahsın aslında bir ilkokul diplomasının bile bulunmadığını biliyor musunuz?
(İsterseniz) araştırın, elde edebileceğiniz tek şey sahte belgeler olacak.
…Bana her türlü rezilliği yaşatan bu kişiyi adaletinize güvenerek ve belgelerle ispatlı olarak önce size şikayet ediyorum.
Eminim siz, erkek kardeşiniz ve kız kardeşiniz (Oktay Ferşat’ın son eşi) G. Hanım, bunun nasıl bir insan olduğunu bilmiyorsunuzdur. (Kardeşlerinizin) bana karşı şiddetle cephe almalarını da buna bağlıyorum.
…Beni çocuklarımla birlikte tehdit eden bu kişiden, Almanya’ da yıllarca emek vererek sağladığım çocuklarımın hakkını istiyorum. Bu yolda ne gerekirse yapacağım.
Ama sayın milletvekilim, her şeyden önce siz İnsan Hakları Araştırma Komisyonu sözcüme danışmanın en uygun yol olduğuna inanarak size yazıyorum.
İlginiz halinde belgeleri arz edeceğim.
Zira o, Çamlıca’da her gece nargilesini içerken, ben artık burada sağlık savaşı vermek istemiyorum…”
* * *
Peki, özetleyerek ve bazı cümle düşüklüklerini düzelterek aktardığım mektuplara AKP Milletvekili ve İnsan Haklarını Araştırma Komisyonu Sözcüsü Yalçın Akdoğan ne cevap vermiş?
Hiç!
Cevap bile vermemiş!
Bunun üzerine mağdure P.G., Yalçın Akdoğan’a yine özetlediğim şu elektronik mesajı göndermiş:
“Bulunduğunuz konum itibariyle size yazdığım şikayetime cevap alamamaktan üzüldüğümü ve bir o kadar da şaşırdığımı bilmenizi isterim.
…Haklı olduğum davamı daha ileri mercilere taşıyacağımı ve sonu ne olursa olsun peşini bırakmayacağım hususunu bilgilerinize arz ederim. 18.11.2012 saat 11.00”
Yalçın Akdoğan ise 112 Acil Servis rezaleti ayyuka çıkıp, mağdur müteahhitler Meclis’e gelince, eniştesi hakkında suç duyurusunda bulunmuş.
Not: Sevgili okurlarım,
Bu işin peşini bırakmaya niyetim yok.
Yarın size çok çarpıcı başka belgeler sunacağım.
SÖZCÜ