Beste Serim Erbak: Bangkok-Chiang-Mai

BANGKOK KRALİYET SARAYI-CHİANG-MAİ TAYLAND’IN KÜLTÜR BAŞKENTİ (2013 Ocak)

Çok heyecanlıyız. Uzun zamandır görmek istediğimiz kadınları boyunlarına halkalar takan kabileyi ziyaret edeceğiz. Yaptığımız plana göre dönüşümüzü Bangkok’tan yapacağımız için fazla eşyalarımızı otelde bıraktık. Bir gece daha kalacağız.
Uçağımız 16.30’da kalkacağı için kahvaltıdan sonra ünlü Bangkok Kraliyet Sarayını ziyaret etmek istedik.
Yapımına 1782 yılında başlanan saray Bangkok’u gezen turistlerin en popüler uğrak yeri olduğu için çok kalabalık. Bizi getiren taksi ile daha sonra otele dönmek için anlaştık. Yoksa dönüş de problem.
Tayland’da giriş ücreti en yüksek olan yer. Kişi başı 500 Bat. Şort, kolsuz elbise, mini etek ile girmek kesinlikle yasak. Size bir numara veriyorlar, orada bedeninize uygun, uzun etek ve gömlek seçiyorsunuz. Çıkışta giysileri iade ediyorsunuz. Ben de uzun bir etek aldım.

Devlet törenleri halen bu sarayda yapılıyormuş. Bu nedenle de çoğu kez kapalı oluyormuş. Çok şükür biz açık zamanına yetiştik. Girişte çantalarınızı kontrol ediyorlar. Epeyce görevli polis var.

Sarayda tüm Hindu Budistler için kutsal sayılan Kamboçya’da bulunan Angkor Tapınağının maketi bulunuyor. Buradan Kamboçya’ya gideceğimiz için daha önceden görmek hoşumuza gitti. Zümrüt Buda tapınağı en önemli yapıtlardan. Öyle büyük bir şey beklemeyelim. Çok yüksekte bir camekânın içinde ufak bir Buda heykeli. Önemi zümrüt oluşundan. Aslında öyle değilmiş ama (Yeşim taşından olduğu söyleniyor) dini inanışlarına göre çok kutsal bir mekân. İçeri girenler Buda önünde diz çöküyorlar. Görevliler şapkaları çıkarttırıyor. Fotoğraf çekilmesine kesinlikle izin verilmiyor. Ancak dışarıdan çekebildim. Yarı insan yarı hayvan heykelleriyle süslü saray o kadar renkli ve gösterişli ki insan nereye bakacağını bilemiyor. Saray yüzden fazla yapıdan oluşuyor. Bahçe düzenlemeleri harika. Tam anlamıyla gezebilmek için en az üç saat gerekir. Phra Kaew tapınak kompleksini mutlaka görmeli. Özellikle devasa heykeller çok ilgi çekici. Ben oldukça etkilendim. Burayı ziyaret edeceğiniz zaman içeriye girebilmek için de bir hayli zaman harcandığını unutmamak lazım. Otelimize geri dönüp, Havaalanı doğru gidiyoruz.
Burada Afrika’dan gelecek olan bir arkadaşımızla buluşup yolumuza devam edeceğiz.

Chiang Mai, uçakla Bangkok’a bir saatlik mesafede. Bangkok Airways ile uçacağız. Biletlerimizi internet üzerinden aldık.150 $.
Havaalanında Kamboçya’ya gidebilmek için bazı bilgiler aldık. Bu akşam Chiang Mai bizi bekliyor.
Günlerden 28 Ocak. Bangkok Suvarnabhumi havaalanı iç hatlara biraz erken geldik. Aslında uçağımız 16.30’da kalkacak ama biz Kamboçya’ya nasıl ulaşabiliriz diye araştırdık. Biraz zaman aldı. Uçak çok pahalı. Buradan sabahları erken saatte bir otobüs kalkıyormuş.
Ucuz ama yol hem uzun sürüyor hem de otobüs bir hayli fazla yere uğruyormuş. Bu durumda bir taksi ile gitmek en doğru karar. Dönüşte fiyatları soracağız.
Beklediğimiz arkadaşımıza kavuştuk. Saatleri iyi ayarlamışız. Hep birlikte uçağa bindik. Taylandlılardan çok turistler uçağı doldurdu. Bangkok Chiang Mai arası bir saat on beş dakika sürüyor.
Aşağıda şehir göründüğünde Katmandu’yu hatırladım. Dağların arasında hoş bir görüntüsü var. Chiang Mai Tayland’ın kuzeyinde yer alıyor. Ping Nehri kıyısında. Dağlarında çok sayıda farklı kültürlere sahip topluluklar yaşıyor.

Ayrıca değerli seramik atölyelerini de unutmamak gerek.
İndiğimizde hava kararmıştı. Havaalanı orkidelerle bezenmiş. Tayland’ın her yerinde olduğu gibi.
Fotoğraf çekebilmeniz için yerler yapmışlar.
Daha önceden yer ayırttığımız Duangtawan otelden transfer için gelen bey çok güler yüzlü ve efendi. Sorunca polis olduğunu söylüyor. Resmi elbiseleri de arabada asılı. Bangkok’ta taksilerden çok rahatsız olduğumuzdan ertesi günkü gezimiz için bu beyle anlaşıyoruz. Ve de çok memnun kalıyoruz. Otel pek güzel. Ama çalışanlar çok da ilgili değiller. Sanıyorum burası bir iş oteli. Çinli işadamlarını görüyoruz. Hava çok sıcak.

Akşam yemeği için bizi almasını ve Khaomao-Khaofang restorana götürmesini söylüyoruz. Kızımın daha önceden yaptığı
araştırmalara göre bu restoran güzelmiş. Bence güzelin de ötesinde. Ormanın içinde Tai mutfağının nefis tatları. Yirmi yıllık bir restoran. Su kenarında. İçerdeki tüm dekorasyon doğa ile özdeşmiş.

Belki bunu yazmam biraz tuhaf olacak ama söz etmeden geçemeyeceğim. Tuvaletlerden bile ağaçlar çıkıyor. Tam bir doğa dostu restoran. Deniz ürünlerinden tadıyor ve Chang Tayland birası içiyoruz. Bu bira büyük şişelerde ve hoş bir tadı var. Tıka basa yiyoruz ve kişi başı sadece 15 TL ödüyoruz.
İnanılır gibi değil. Yalnız bu restoran saat 10.00’dan sonra sipariş almıyor. Biraz erken gitmeli. Chiang Mai merkezinden yarım saat kırk beş dakika mesafede. Mümkün olsa tüm gece kalabiliriz.

Ama bir yandan da meşhur gece pazarına yetişmek istiyoruz. Otelimize yakın. Yürüyerek gidiyoruz. Ne arasanız var. Özellikle ağaç eşyalar son derece ucuz. Türkiye’de ünlü mağaza zincirlerinde gördüğümüz tüm
tahta mutfak eşyaları burada dörtte bir fiyatına. Ağaç işçiliği inanılmaz. Her taraf ışıl ışıl. Pazarlık da yapıyorsunuz. Çok hoşumuza gitti. Hatta Bangkok’ta bile böyle bir gece pazarı yok. Pazar kapanmasa otele de dönmeye niyetli değiliz. Ertesi sabah erken kalkacağız. Bir saatlik yolumuz var.